En yüksek sesle ve nasıl inanıyorsam öyle söylemek adına, canhıraş sözler etmek çağrılar yapmak adına...

Nasıl anlarsanız öyle...

Yöneticilerimiz adil değil, ülkenin adalet duygusunu aziz bilen insanlara yöneticilere ihtiyacı var...

Adil Başkanlara siyasetçilere bakanlara imamlara vaizlere öğretmenlere...

Var da insanlar olarak bizler de adil olmaktan, adil sözler etmekten adil davranmaktan çok uzak insanlar topluluğu olduk, böyle dedim diye bana da kızmayın... Evet, kendimize yakın bulmadığımız çıkarımıza uygun görmediğimiz kişilere adaletsiz olmayı seçti çoğumuz, gerçeği duymak güzeldir...

Belki aramızda çok az insan var adil davranan, adil konuşan adil yazan ve adaletin incindiğini söyleyen...

Adaleti incittik adalet duygusu taşımak zorumuza gider oldu...

Nasıl olduysa neden bu hale geldiysek adil değiliz birbirimize dahi, yakınlarımıza akrabalarımıza kadınlarımıza eşlerimize çocuklarımıza ve...

Ve annelere babalar, en çok annelerin babaların incindiği bir çağ hele bir derin düşünün, kendinizi çevrenizi düşünün, büyütürken on çocuğunu omuzlayan anneleri şimdilerde on çocuk bir anneyi omuzlamıyor bakamıyor bakmıyor...

Hepiniz biliyorsunuz o evden o eve rezilce taşınan anneleri babaları, hem de çoğu onların servetleri ile hava atarken...

Sonra canlılara dağlara taşlara ağaçlara toprağa hiç adil değiliz, hoyratça yok ettik, ya da yok edenlere ses çıkarmadık, dağları denizleri dereleri ormanları talan edenlere...

Tekrar dersek yöneticilerimiz adil değil, hakça adilce pay etmiyor ekmeği suyu...

Çoğu evet çoğu biz sizden daha çok hak edenleriz, çoğu bize düşmeli paydan diye el koyuyorlar...

Mesela çoğunuz biliyorsunuz, kentin gazetecileri biliyor kimlerin hangi siyasilerin Belediye Başkanlarının beyaz adamların nereleri nasıl talan ettiğini...

Zelil rezil alçak bir düzen, bencil çıkarcı utanmaz sadece varsılları önceleyen onlara hizmet eden onların önünü açan...

Ekmeğimize suyumuza alın terimize hatta hayatımıza el koyuyorlar ve hiç biri kendilerine kendi çocuklarına hak gördüklerini, halka halkın çocuklarına hak görmüyorlar...

Ve sonra ülkede din adına konuşanlar yazanlar "artık hiç biri" adil değil, hepsi kendi dinini kendi inşa etmekte, kendi Tanrısını bile...

Üzerimize karanlıklar serpiyorlar, yalanlar ile bir başka dünyadan bir başka dinden söz ediyor çoğu...

Gazeteciler yazarlara gelince...

Allah şerlerinden insanlığı korusun, asla adil sözler yazmıyorlar adil haberler yapmıyorlar, insanların insanlığın ahlakın kentin sokakların talan edilmesinden çok kendi çıkarlarını önceleyenler çokları, hakikat için uğraşanlar varsa, özür dilerim...

Sadece çok gürültü yapıyorlar ve pastadan en çok payı alanlar onlardan...

Neyse

Yine umutsuz sözler ettim de, umut her zaman iyi değildir, umut bazı kere karanlıkların acıların adaletsizliklerin daha çok yerleşmesine nedendir...

Ne mi yapacağız diye bana sorma...

Doğru olma diye bir derdin varsa, adil olma diye hakkı ayakta tutma diye bir derdin varsa, bul bir çıkış yolunu...

Ama hiç bir sözü Allaha ve vicdanına sormadan söyleme, hiç bir ekmeği pay etme, başkalarının da hakkı olabilir düşüncesine sahip olmadan...

Bari "bize ne oldu" veya sana ne oldu sorusunu sormayı akıl etmekten vazgeçmeyelim diye yaptım yazdım bu saçmalıkları...

Çok romantik olmaya gerek yok...

Böyle bir zamanda yerini yadırgamayanlara değil sözlerimiz bilinsin isteri, bilinsin isterim insan ölünce çok çabuk unutuluyor en sevdikleri tarafından bile...

İnsanca insan gibi yaşamaya çalış, kimsenin gram hakkında gözün olmasın diye kardeşçe etmeye çalıştığımız sözler...