Öyle uzaktan bakıp sende “umutsuzun tekisin deme” elbette benim de umutlarım vardı, hatta umutlarıma eklemeler yapmayı düşündüm bende çoğu zaman...

Bak şiir yazan şiir seven, sevgiye aşka ekmeğin aziz Allah’ın bir ve büyük olduğuna inanan birisin, kendini bırakma dediğim zamanlar olmadı mı sanıyorsun?

Vazgeçme sakın umudunu yitirme dediğim saatler hiç de az değil, ama öyle zalim adaletsiz görgüsüz zaman içindeyiz ki, yüreğimin büyük bir kuşatma altında olduğunu hissettim, umutsuz oluşumun sebepleri var kendimce...

Üzülme yarınlar daha güzel olacak diyemiyorum kendime, ülkeyi güzel merhametli vicdanlı adaleti aziz bilen insanlar yönetecek diyemiyorum kendime...

Sen diyebilir misin, sen çocuklara yarın daha güzel olacak her eve ekmek girecek her çocuk yatağa tok girecek diyebiliyor musun gerçekten?

İnsandan umudumu kestim...

Siyasetçilerden umudumu kestim, ama hepsinden hepsinden hepsinden...

Birileri varsın kendilerinden olanları kutsayıp dursun, benim partim deyip dursunlar, başka birileri benim cemaatim şeyhim deyip dursun, kentin müftüsü tövbenin kutsallığını anlatsın dursun, insandan umudumu kestim ben...

Şimdi her biri bir başka yalancı, benim gözümde...

Görüyorsunuz hepsinin tuzu kuru, keyfince yaşıyorlar kentlerin en yaşanır yerlerinde evlerinde sokaklarında...

Yalan en çirkin eylem, bunu hep söylemeye çalıştık, adam şehrin ormanlarının ortasına dağlara malikane  yapıyor, benim evim diyor,kimse cesareti yok,ama o mülk milletin kent ahalisinin demeye...

Yalan karanlığa sığınmak, yalan çürümüşlük...

Yalan haksızlığa göz yumma, bir başkasının hakkını gasp etmek adına çirkin bahaneler, ne yazık ki bu anlayış kutsanır oldu, kazandan nerden kazanırsa kazan gücünü kullan da kimin hakkını yersen ye, denen yere geldi toplum...

Ve camilerde bunlar asla dillendirilmiyor, neden diye sorup kendimi yormayacağım...

Namaz kıl diyorlar gece namazı kıl diyorlar hacca umreye git diyorlar, ama demiyorlar bir yoksulun ihtiyaç sahibinin ihtiyacını gider, çok büyük sevaptır diye...

Yalan söylemek insan olmaktan, inanmış adam inanmış kadın olmaktan vazgeçme halidir...

Haram yemek de, birilerinin hakkını iade etmemek de...

Yalan kendini kutsal ilan etmeye çalışanların sığındıkları karanlık bir mağara.

Evet, bunları üst üste koyunca “çocuklar üzülmeyin” az daha sabır yarınlar güzel olacak diyemiyorum, dersem yalan söylemiş olacağım

Kuşlara

Kedilere

Kadınlara annelere babalara yaşlılara yoksullara yetimlere “az daha, az daha sabır” az daha bekleyin yarın olunca...

Sabah olunca güneş doğunca, inanın bu günden güzel olacak diyemiyorum, dersem yalan olacak çünkü...

Hele bir yarınlar olsun yaşamak güzelleşecek, ekmek ucuzlayacak su ucuzlayacak, ev kiraları ucuzlayacak hatta herkesin bir barınağı olacak diyemiyorum, dersem yalan olacak...

Ama senelerdir, evet senelerdir efendilerimiz yöneticilerimiz "yarın daha güzel olacak diye kandırdılar" elbette yarın olunca hayatları daha konfor içinde olanlar var da, onlar genelde parayı Tanrı yerine koyanlar...