Halide Edib Adıvar, Milli Mücadele Dönemi Türk Edebiyatında adını konuşturmuş, hem bu kurtuluş mücadelesine yaptığı katkılarla kahraman ilan edilmiş hem de keskin kalemiyle dönemin zorluklarını gelecek nesillere başarılı bir şekilde aktarmış bir yazar. Herkesin okuma haznesinde bulundurması gereken kitaplarından biri olan ‘Vurun Kahpeye’ eserinden bahsetmek istiyorum sizlere.

İstanbul'da eğitimini tamamlamış ve Anadolu taşrasına öğretmenlik yapmak için görevlendirilmiş Aliye'nin hikayesini anlatıyor kitap bizlere. Yunanlıların ülkeyi işgal ettiği dönemde sadece dış güçlerle değil kendi halkının önyargıları ve cahilliğiyle de savaşıyor Aliye. Kendi vatanında, vatanseverliğiyle acı çekiyor bu topraklarda. Genç nesillere milliyetçiliği aşılamaya çalışırken, şehitlerimizin kanlarıyla bezenmiş topraklarımızı gururuyla savunmaya çalışırken, sırf kadın olduğu için, kendi halkının cahilliğiyle bu savaşta yenik düşen kadınlardan biri sadece o. Evet, bu kitap belki de bir kurgu, belki de karakterler hiç var olmamış kişiler. Ama biliyoruz ki 2024 yılında bile nice Aliye, bir kadın olarak korumaya çalışıyor insanlık haklarını. Adıvar bu kitabı yıllar önce yazmış ama maalesef ki kadın mücadelesi hiçbir zaman son bulmamış.

    Adıvar biz okuyuculara hem milli mücadele dönemini hem de bu küresel sorunu mükemmel bir dille aktarıyor. Benim bu konuyla ilgili ise dile getirmek istediğim bazı hususlar bulunuyor: Artık bir şeyleri kabul etmeliyiz bence. Hayatın akışı buysa, insanlığın doğuşundan itibaren biz kadınlar cahillikle mücadele ediyorsak, bizim de diş gösterme vaktimiz gelmiş demektir. Fazla tevazu nankörlük getirir. Bu dünya toz pembe değildir ve bizler de melekler değiliz. Fazla iyi niyet, sana yapılanı unutan biri olmak, kötülüğü affetmek, denilenlere kulak asmamak, biz kadınların hikayesini Aliye'nin hikayesiyle bir tutar sadece. Lütfen kızlar, kabullenelim her insanın içinde iyi bir yan yoktur. Size yan gözle bakan da arkanızdan laf çıkaran da şirretinizle buluşmayı hak etmiştir. Ne bu dünya ne de bu ülke sessiz olmak için fazla  kötü. Sizi sizden başka kimse savunmayacak. Tabuları yıkın, hayattan keyif alın ve keyfinizi bozanın tadını kaçırın.

  Tekrardan kitaba dönecek olursak, Halide Edib'in diline ve kompozisyonuna bayıldım denemez ama kendisi okunulması ve tanışılması geren bir yazar. Bazı Türk Edebiyatı klasikleri okumamız gerektiği için ben bu kitabı herkese öneriyorum.