Yaşamak diyorum kardeşim, yaşamak çok pahalı günümüzde, hayat çok pahalı, çok pahalı insan olmak ve pazarı yok alıp satılan... İnsanım demekle insan olunmuyor, bunu her gün bir daha öğreniyorsun, bir daha öğreniyorsun, insan olmaktan söz edenlerin çoğu zalimce, haksızca, adaletsizce işler yapanlar, bunu bilmek daha çok acıtıyor insanın içini...

Elbette bunları yazmak da kolay işlerden değil günümüzde, en çok kentin varsıllarını, beyaz adamlarını, beyaz kadınlarını… Belediye başkanı, bilmem daha ne başkanı, ne müdürü, kimler varsa halkın parasıyla sağda solda hava atan, ahkâm kesen, canları sıkılacak...

Sıkılsın...

Sıkılsın diye dillendirmeye çalışıyoruz biz de... Sonra siyaset adına konuşanlar, nutuk atanlar,  kendilerini en akıllı sananlar kızacaklar. Çünkü ülke insanına en çok yalan söyleyen, kandıran onlar...

Evet din adına konuşan arkadaşlar, yeşil sarıklı beyaz sarıklı hocalar, imam arkadaşlar, vaizler, hatta öğretmenler, vakıf dernek başkanı kimler varsa, en azından gizli gizli kızacaklar, şimdi sırası mıydı bu sözlerin, diyecekler çokları...

Ama yaşamak çok pahalı! İnsanımızın çokları için, hayat çok pahalı ve ev kiraları, marketler, pazar yerleri, alışveriş yerleri cehennem gibi insanımızın çoğu için...

Doğru sözleri söylemek çok pahalı!

‘Beyler, yalan söylemeyin!’ demek gerçekten çok pahalı, bilmiyorsun başına ne geleceğinden...

Merhamet, vicdan sahibi olmak çok pahalı... Çok pahalı Müslüman olmak! Zira Müslüman olmak; derdini, acısını, yoksulluğunu paylaşmaktır başka insanların...

Ne demişti Aziz Peygamber?

‘Komşusu açken tok sabahlayan bizden değildir!’ şimdi kaldı mı bu anlayıştan, bu dinden, bu imandan?

Kimse kendini kandırmasın, bizde kandırmayalım! Ve yoksullara, imkânı az olanlara, yaşlı insanlara, bazı emeklilere yaşamayı haram kılan, dayanılmaz kılan zamanlar...

Kötülüğe yenilmeden, harama yenilmeden, doğru yoldan çıkmadan yaşamak çok zor şimdi!

Elbette tuzu kurular, keyfi yerinde olanlar umursamayacaklar, ama...

Ama insan olmak umursamaktır!

Müslüman olmak, umursamaktır! Hayatın yükünü taşıyamayanları, evine ekmek götüremeyen insanları, karnı doymayan çocukları...

Anlaştık mı?

Yoksa sen de ‘Boş ver bu işleri’ diyenlerden misin? Çünkü bu boş vericilerden çok çektik ülke, şehirler...

Din, insanlık...