Sende Rabbimiz sende biliyorsun efendilerimiz yöneticilerimiz ülkemizi idare edenler, kentleri idare edenler kendilerine yetki verdiklerimiz hep yalan söylüyorlar, durmadan yalan söylüyorlar, yalan üstüne yalan söylüyorlar...

Halimizi sana iletmek istiyoruz bağışla...

Bunun böyle olduğunu sende biliyorsun, yine de halimizi arz edelim dedim bağışla,  hala inanıyoruz senden başka bir kapıya gitmenin boş gereksiz hiç olduğunu...

Bir başka kapıya gitmenin bir başka kapıyı çalmanın kölelik olduğunu, özgürlüğü terk etmek olduğunu hala biliyoruz çok şükür...

Bir daha söz senden başka kimselere biat etmeyeceğiz, kimselerin sözünü değerli bilmeyeceğiz senin sözün üstüne...

Rabbimiz herkesin yalan söylediği bir zaman dilimi, ama en çok efendilerimizin yani ülkeyi yönetenlerin kentleri yönetenlerin yalan söylemeleri canımızı acıtıyor, kalbimize sıkıntı veriyor...

Yalan söylemekle kalmıyorlar, umutlarımızı yarınlarımızı değerlerimizi sonra toprakları dağları ormanları dereleri denizleri talan ediyorlar, “yapmayın!” deyince sizin için yapıyoruz sizin aklınız ermez, deyip bir de aşağılanıyoruz...

Hak hukuk adalet çok umurlarında değil, halkın çektiği sıkıntı ev kirasını veremeyen emekliler hiç de umurlarında değil, ama hep sizin varız sizin için çalışıyoruz demeye devam ediyorlar...

Korkuyoruz, yahu utanmıyor musunuz bile diyemiyoruz...

Sonra beyaz adamlar Rabbimiz, beyaz adamlar servet sahipleri para sahipleri kendilerini daha çok görgüsüz zalim utanmaz yapmaya devam ediyorlar, kentin sokaklarında dolaşırken buraların Rabbi benim der gibi yürüyorlar...

Bize ihsanından bir ihsan kereminden bir yardım gönder, bazılarının tavırlarına sözlerine görgüsüzlüklerine tahammül gücümüz kalmadı, bizi rezil rusvay koma...

Çocuklar Rabbimiz/çocuklar ölüyor öldürülüyor, aç kalan üşüyen çocuklar, çok yerde çok evde çok okulda...

Eskiden camiler mescitler Allah’ın evi yoksulların sığınağı yetimlerin sahip çıkılacağı hakkın söyleneceği, haksızlığın dile getirileceği yerler diye bilirdik, öyle öğretilmişti, ama öyle değil...

Artık camilerde mescitlerde doğrular dillendirilmiyor gerçekler söylenmiyor hak haykırılmıyor, halksızlığa adaletsizliğe karşı çıkılmıyor, iktidar sahipleri neyi arzu ediyorsa neyi uygun görürse onlar anlatılıyor...

Neden, neden böyle deyince çok kızıyorlar, insanı hakir görüyorlar, aşağılıyorlar, sen ötekilerdensin diyorlar...

İmamlarımızın vaizlerimizin yüksek maaş aldıkları bir yerde (alsınlar) 12 500 lira emekli maaşı 17 bin lira asgari ücret alan kişilerden bir de her hafta yardım parası adı altında yardım toplamak neyin nesi desen, dinsiz olduğunu falan söyleyecekler...

Keşke Rabbimiz, keşke bu işler böyle olmasaydı, bunca haksızlık hukuksuzluk olmasaydı herkese yiyecek ekmek içecek su, barınacak ev olsaydı da, ben de bunları arz etmeseydim sana...

Görüyor biliyorsun hüzün acı yumağı gönlüm “sen bilirsin” sen, mazlumların yoksulların çocukların kuşların Rabbisin...

Sözün de yazının da...