Sana diyorum insan kardeşim, emekli kardeşim sistemin yoksul bıraktığı kardeşim, ağlamaktan gözleri şişen yeşil gözlü kız sana diyorum...
Sana diyorum Ayşe teyze, Fatma hala...
Emekli Ali kardeş, yalnızlığa terk edilen Süleyman kardeş...
Ve size ey kent ahalisi evden atılanlar ev kirasını ödeyemeyenler, vurulup kırılanlar güçlüler tarafından, sözüm hepinize...
Akşam olunca ne pişireceğini düşünen anneler sözüm size...
Mesela siyaset adına veya din adına, başka başka güç makam adına...
Bunlardan biriyle yolda sokakta her hangi bir yerde senin gözlerinin içine bakmaktan korkanlardan uzak dur ve sözlerine asla itibar etme...
Hepsi yalan söylemeye hepsi seni kandırmaya devam ediyor, hepsi birine benziyor...
Çok kandırıldık çok kandırdılar...
Yalnız seni bizi değil onların çoğu Tanrıya bile yalan söyleyenler Onu dahi kandırmaya kalkanlar...
Seninle karşılaşınca hele seçim zamanlarında güzel sözler ederler de, sonra önce seni unuturlar, hep öyle olmadı mı?
Camilerde sana cennetten cehennemden söz edenler de öyle, onlar da seni kandırıyorlar, çokları kendi inanmadıkları sözler ediyor... Gönülleri para servet çıkar duygusu ile dolu çoğunun...
Aldığın nefeste bile gözü olanlar...
Sadece kendileri yaşasın kendi çocukları yesin içsin, kendi rahatları bozulmasın diyenler...
Sağımız solumuz bunlarla dolu... Kimisi siyasetçi kimisi din adına konuşan tarikatçı cemaatçi... Hiç birinin umurunda kentin yoksullarının yoksul kadınların yoksul yaşlıların nasıl yaşama kavgası verdikleri bu kavgayı verirken çektikleri acı...
Sonra bizimkilerin...
Bizimkiler hani kentin ya da ülkenin gazetecileri yazarları, kendilerini önder sananlar sana yön vermeye çalışanlar köşelerinde...
Fazla ileri gitmeden söyleyeyim, çoğu para karşılığı haber alıp haber satanlar...
Çoğunuz biliyorsunuz bunun böyle olduğunu ey kent ey ülke ahalisi...
Kısaca diyorum ki imkân dâhilinde kendi elini kendin tut veya elimi tutar mısın dediklerinin gözünde merhamet olsun, merhametsizlerden medet bekleme...
Çıkarcılara fırsat verme, onlara tutunma kim olursa olsun...