Keşke sözünü hiç sevmem, ama burada kullanacağım... Keşke bazı şeyleri bu kadar ıskalamasaydık, mesela hakkı hakkın haklının yanında olmayı, rehber edinseydik de doğru sözlü olmayı, konuşurken doğru sözler etseydik...
Mesela Allah’ın yerine karar vermeseydik, ya da Allah’ın adına karar verenlere alkış tutmasaydık...
Zalimleri yanlış iş yapanları hakkı hukuku dağları ovaları ormanları insanı talan edenleri bu kadar sevmeseydik keşke...
İnsana değer vermeyenleri yoksulları görmezden gelenleri, kendilerini kutsayanları, bizde kutsamasaydık...
Evet, birileri Allah adına karar veriyorlar, Allah adına konuşuyorlar, ama hayatlarında kalplerinde Allah yok...
Hakka uzaklar adalete uzaklar, alın teri için bir hiç umurlarında değil kimilerinin...
Paranın servetin çokluğu ile cennete gidecekler sanıyorlar, bunu nasıl inandılarsa...
Yalnız onlar değil elbette...
Millet adına konuştuklarını söyleyenler, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyenlerin de, hayatlarında yüreklerinde millet yok... Çoğu kendi âleminde kendilerinin çıkarının peşinde, o konuşmaları yaparken bile...
Onun için diyorum ki, arkadaşlar efendiler ey siyasetçiler, ey din adına ahkâm kesenler...
Sahi gerçekten samimisiniz insanlara karşı, yoksullar için söylediğiniz sözlerde samimisiniz, din adına söylediklerinizde samimisiniz sorusunu durmadan sormak istiyorum...
Hayatta bazı şeylerin telafisi mümkün olsa da bazılarının değil, hiç değil hem de...
Mesela çürümenin, yalanı alışkanlık haline getirmenin, insanları aptal yerine koymanın, bünyeye sinmiş dünyalık zaafların, hep vitrinde görünme arzusunun, hep bir koltukta hükmetme hırsının, her şeyin en doğrusunu ben bilirim demenin...
Üzgünün ama önder edindiklerimizin nerdeyse hepsinde var bunlar... Bütün kapıların kendileri için açıldığını sananlar her yerde her mevkide makam da yetki sahibi kişide...
Ahlak deyip duruyorlar da, hangi ahlaktan söz ettikleri belli değil çoğunun... Hiç bir soruya muhatap olmak istemiyorlar, biz ne yaptıysak doğrudur, hangi söz ettiysek doğrudur ukalalığı çoğunun gözlerine yansımış...
Bu kadar büyük çürümüşlüğün yalanın talanın hak ihlalinin sokak cinayetlerinin vebalini kimse üstüne almak istemiyor...
Hiçbir günaha suça ortak olmak aklına düşmüyor efendilerin, en yetkili olanların bile...
Ellerinin değdiği her yer, gözlerinin uzandığı her yer yangın yerine dönüyor çoğunun...
Çoğu haram ile haram kazanç ile yüz yüze...
Aslında insanımız bunu biliyor da, çoğu bana bunları nereden çıkardın diyor, yine onları aklamak adına...
Başkasının ne yaptığı ne dediği önemli değil, ben kalbim avuçlarımda yürüyorum kentin sokaklarında, daha çok kirlenmesin diye...