Eğer ülkenin dert edinmişsen insanı dert edinmişsen yoksulları dert edinmişsen ve cevabının bulamıyorsan kimi soruların kendi içinde büyük susayım diyorsun da, ama...

Ama kalbin susmuyor kalbin susma gerçekleri sormaktan yazmaktan hakkı savunmaktan vazgeçme diyor... Hakkı yazmazsan hakkı söylemez hakkı savunmazsan yoksulun yetimin yaşlıların kimsesizlerin hakkını savunmazsan ne farkın olur zalimlerden diyor derinden bir ses...

Görgüsüzlerden ne farlın olur, ne farkın olur bu kent bana ait para her şeyi halleder diyenlerden?

Bilerek herkesin diyorum ama daha çok kendilerini ülke adına kent adına söz sahibi olduğuna inanan bakışlarında insan sevgisi olmayan arkadaşlardan söz etmek istiyorum...

Bakmayın kimi özel günlerde bayramlara festival günlerinde ya da, öyle güzel sözler ettiklerine insana hizmetten söz ettiklerine hepsi yalan hepsi günü kurtarma endişesi...

Hele bir karşı karşıya gelin başka günlerde, yüzüne bile bakmıyorlar hatta ezik ezik bakıyor kimileri kimileri iyilik diye sunuyor yapması gereken bazı işleri yapınca, daha ne istiyorsun diye azarlama yapanlar falan işte... 

Yemin ederim ülkem adına ülkemin mazlum insanları elleri hiçbir yere ulaşmayan insanlar adına endişem ve öfkem...

Evet, endişeli olduğum kadar öfkeliyim de, gördüğü haksızlıklar karşısında talan karşısında duyduğu yalan karşısında soylu bir öfkesi olmalı insanın yüreğinde...

Ülkenin veya şehirlerde insanların pek çoğunun yaşadığı sefalet için hiç birinin yüzünde bir hüzün görmedim bir acı görmedim yoksullar üstüne yaşlı evsiz insanlar üstüne kendileriyle konuşurken...

Kendileriyle konuşurken diyorum bakmayın öyle dediğime kolay işlerden değil onlarla konuşmak bu konular üstüne, ya çok önemli işleri vardır ya önemli toplantıları ya kendilerinden daha yetkili birisinin yanındadırlar...

Konuşmak zorunda kaldıkları zaman önce seni küçümsemekten başlıyorlar, cahil birine bakar gibi bakıyorlar gözlerine, elbette benim de içim de yangın yerine dönüyor bunları yazarken ama gerçek bu demeyelim mi?

Mesela bu günlerde kent de “Alanya uluslar arası kültür sanat festivali adı altında “ bir etkinlik başlıyor içinde kültürden başka her şeyin olduğu...Tamam burasını atlayalım görmezden gelelim onların dediğini doğru kabul edelim...

Kent insanın bu festivale çağrı yapan kişileri gördüm Belediye sayfasında, ama efendim neler neler söylüyorlar sanırsın ki yürekleri kent aşkıyla insan sevgisiyle dolu...

Hayır hayır arkadaşların er biri ile bir şekilde yolum kesişti ve gördüğüm; gördüğüm yüzlerinde gözlerinde asla insan ile temas sağlama bağı görmedim...

Çokları gibi onların da sevdikleri sadece kendileriydi, kendi güçlerini önde tutmaktı, bunu gördüm her karşılaşmamda... Hele birisi ile onlarca KERE karşılaştım ısrar ettim, yüreğim sevinsin diye bu dirence...

Bırak kendini himayesindeki memurlar bile ezik birine bakar bakar gibi bakıyorlardı adamın gözlerine, oğlum kızım yaşındakileri ayak ayak ayaküstüne oturuyorlardı telefonları ile oynuyordu kimisi, karşılarında yaşlı bir adam oluşu onları hiç ilgilendirmiyordu... 

Oysa karşılarındaki kişi ülkenin birçok dergisinde şiirleri yayınlanan dört tane şiir kitabı olan sadece insanı dert edinen biri vardı...

Neyse...

Yine ölçülmesi zor sözler acılar birikti...

Rabbimiz yardım etsin...