Bakmayın siz yazının başlığına, kimseler kitabın orta yerinden konuşmuyor. Sözleri gerçek olmayan kişiler konuşuyor en çok ve yazanların çoğu gerçek- leri yazmıyor...
Ben mi?
Evet, ben de kıyıda, köşede dolaşıp orada bulduk- larımı size aktarmaya çalışıyorum. Bunu bile bir kazanç sayıyorum kendimce... Baştan yazıp söyleye- lim. Ülkemizin sözü gerçek olan kişilere ihtiyacı var. Yazınca gerçekleri yazanlara...
Camilerin gerçekleri söyleyen anlatıcılara, anlattık- larını harfiyen kendileri yapan anlatıcılara... Gazetelerin geçekleri yazan insanlara ihtiyacı var. Sözün, kalemin, yazının izzetine iman eden...
İnsanı gerçekten seven siyasetçilere, dinin gerçek- lerini söyleyen din anlatıcılarına ihtiyacı var ülkenin ve şehirlerin...
Her şey gibi gerçeği de talan ettik, kimin gerçeği söylediği, kimin söylemediği belli değil...
Kendi inanmadıkları sözleri söyleyen, kendi inan- madıkları şeyleri yazan kendi amel etmedikleri dini anlatan kişiler ile dolu her yer...
Zaman önce herkesin kendi içindeki enkazı temizle- me zamanı, hem de çok geç kalmadan...
Hepimizin az da olsa kirlendiği, kötülüğe ve zalim- liğe meyil ettiği hakkı, hakikati savunanlara uzak durduğu zamanlar...
Kalplerimizi hem çok yorduk, hem çok kirlettik... İnsan yanlarımız Tanrı’ya inanan yanlarımız yorul- du, camilere giden insanların azlığından fark etmi- yor musun bunları?
Camiler gri bir yas içinde. Bunları görmek gerek diyeceğim de kimselerin de umurunda değil...
Birilerinin cenaze namazına gidenlerin “kaçta ka- çının” normal zamanlarda camiye dost olduğunu görüyorsun?
Çağ bizi ikiyüzlü yapmayı iyi başardı... Tanrı’ya karşı, şehre karşı, yoksullara karşı, kuşlara ve dağla- ra karşı ikiyüzlü olan kişilerin en önde görünmeleri aslında senin sorunun...
Çünkü onlara sen yol verdin, hem de bile bile...
Sokaklara yansıyan bizim, yani insanın, yani senin ,benim karanlık zalim yüzümüz...
Biraz da kendimizi suçlamayı akıl etsek, “Bu gidişat- ta benim de günahım var” desek kendimize...
Çağımızda kimse masum değil...
Ama yetki ve makam sahipleri, halkı yönetmek adı- na ellerinde yetki bulunduranlar, işte onlar kendi yollarına taş döşüyorlar cehenneme gitmek için... Ama bunu kimseler söylemiyor, söyleyemiyor onla- ra... Aldanmaya, aldatmaya devam. Devam içi boş masalları anlatmaya... Evet, kimselerin umurunda değil kimi evlerde tencerenin kaynamayışı...
Yetmedi mi kendini kandırıp durduğun?