Evrensel öğretileriyle tüm dünyada tanınan ve örnek alınan Mevlana Celaleddin-i Rumi vuslat yıl dönümünü anma haftasındayız.Yaşamını ‘’Hamdım,piştim,yandım’’ sözleriyle özetleyen Mevlana,17 Aralık 1273’de Rabb’ine,sevgiliye kavuştu.Mevlana bu geceyi Rabb’ine,sevgiliye kavuşma gecesi olarak düşündüğü için Şeb-i Aruz yani düğün gecesi olarak adlandırılır.
   ‘’İnsan yaratılmışların en şereflisidir’’düsturuyla her dilden,her dinden,her renkten insanı kucaklayan Anadolu’nun en önemli manevi mimarlarından olan,sevginin,barışın,kardeşliğin ve hoşgörünün temsili haline gelen Mevlana Celaleddin Rumi 13.yüzyılda insanlığa yaptığı çağrıyla sevgi,barış,hoşgörü ve kardeşliğin hakim olduğu bir hayat felsefesini insanlara aktarmada önemli bir rol oynamıştır.
   İnsan düşüncesine yepyeni bir mesaj veren,fikir ve inanç sistemlerini ruh,akıl ve sevgi üçgeni içinde sunan insanlığa ahlak,din,ilim ve akıl yolunda yeni ufuklar açan Mevlana müstesna yüce bir varlık,ilahi bir ışık,manevi bir güneş…Bugüne kadar gönüller tutuşturan ve bundan sonra da insanı etkilemeye devam edecek olan veli,pir,insan-ı kamil,büyük şair…Hepimize ışık olan gönüller sultanı,aşkın,güzelliklerin,ilmin,hikmetin,aklın kemali…İnsan düşüncesine verdiği en büyük mesaj aşk,sevgi ve birlikle gönüller coşturmuş,insan kalbini saflaştırmış,akıl ve gönülleri kirden arındırmış. O’nun yoluna gönül koyan herkes kemale,sevgiye,insanlığa,bilgeliğe,hoşgörü ve yüksek ahlaka ulaşmaktadır.O,hiçbir şeyi inkar etmez ama herşeyi birler,bütünleştirir ve sevdirir.Kimseyi ayrı görmez;çünkü herşeyin Allah’ın zuhuru ve tecellisi olduğunu bilir.Boşluğa düşen,Allah’ı arayan insanların yoluna ışık ve kılavuz olmuştur.
   Mevlana’ya göre varlık ölüm ile ölümsüzlüğün,iyiyle kötünün,insan ile Allah’ın bir beden de tecelli etmesiyle oluşmaktadır.Kederin ve sıkıntının emanet olduğunu söyleyerek,sıkıntılara farklı bir bakış açısı getirmiştir.Dert ve keder olacak ki hoşnutlukları hissedebilelim.Her nimette bir gam,her gamda da bir nimet saklıdır der.İnsanın aslında zihinden ve fikirden ibaret olduğunu hatırlatır;’’İnsan düşünce ve fikirdir aslında gerisi ise bir yığın et ve kemiktir sadece’’der.’’Yaptığın hayrı ancak Allah’a sat,insanlara değil!’’der. Yani hayırlı bir iş yapacaksak,bunu insanlardan karşılık beklemeden,koşulsuz yapmamızı söyler.Hakikaten de çoğumuzun günlük sıkıntıları’’değmezmiş,kıymet bilmedi,anlamadı,haketmedi,yazıklar olsun’’gibi cümlelerle ifade edilen bu türden pişmanlıklarla dolu değil mi? 
   Daha sayamayacağımız birçok söz ve eserleriyle Mevlana herkes için bir deniz,hatta koca bir okyanus.Engin bir insan sevgisine sahip olan Mevlana’nın hoşgörüsüne yaşadığımız son zamanlarda,özellikle içinde bulunduğumuz coğrafyada yaşanan karmaşa,savaş ve gözyaşının,maddi manevi sıkıntılarımızın arasında ne kadar da çok ihtiyacımız var değil mi ? 
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi olmaya
Şefkat ve merhamette güneş gibi olmaya
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi olmaya
Hiddet ve asabiyette ölü gibi olmaya
Tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi olmaya 
Hoşgörülülükte deniz gibi olmaya
Ya olduğun gibi görünmeye,yada göründüğün gibi olmaya… ihtiyacımız var.
   Hepimizin daha hoşgörülü,daha hak hukuk gözeten bireyler olmamız dileğiyle…