İnsan, gözünü açtığı ilk andan itibaren öğrenmeye başlayan bir canlıdır. Bebeklikten itibaren etrafınızda bulunan herkesten ve her şeyden bir şeyler öğrenmeye başlarsınız. Aileniz sürekli size yeni bir şeyler öğretmek için etrafınızda pervane olur. Belirli bir yaştan sonra aile içi eğitim ve öğretim yetersiz kalır ve bireyler çocuğunu okullara, yani öğretmenlere teslim eder. Çocukluğumuzdan itibaren bizleri yetiştiren, bize bilgi veren, bizi birey yapan, bizi topluma kazandıran, bizi yoğurup şekillendiren ailemizden sonra öğretmenlerdir. İnsan yetiştirmek; toplumun en zor işidir. Bilgi, beceri, fedakarlık ister. O yüzdendir ki öğretmenlik kutsaldır.
Öğretmen! Öğrencilerine sınırsız sevgi, hoşgörü ve sabrı olan en değerli varlık. Toplumun manevi mimarı, şefkatin sembolü. Bir bahçıvan gibidir öğretmen, öğrencileri de ekilmemiş bir tarla. Bu tarlaya iyi tohum ekerse, iyi verim alır. Güneş gibidir öğretmen. Güneş nasıl aydınlatıyorsa tüm güzellikleri ışığıyla, öğretmen de öyle aydınlatır karanlık zihinleri. Önceliği öğrencileridir. Çünkü yetiştirdiği öğrencilerin, geleceğin ta kendisi olduğunu bilir. Öğrenmeyi de öğretendir öğretmen. Öğrenciye sadece kitapta olan bilgiyi aktaran değil, daha fazlasını verebilme heyecanını taşıyandır. Güvenilir olandır öğretmen. Çocukluğunuzun daha en başında, anne ve babanızdan başkasına güvenmediğiniz o anlarda sizin emanet edildiğiniz kişidir. Anadolu’ nun en ücra köşelerinde bile görevini onurlu bir şekilde sürdürmeye çalışandır. En zor anlarında bile okuluna gidendir.
Zamanı geldiğinde 7, bazen de 17 yaşında olabilendir öğretmen. Derste var gücüyle Tarih, Matematik, Fizik konularını anlatan, sorular soran, teneffüste kantinden iki çay alıp düşünceli gördüğü öğrencisinin derdini dinleyen bir arkadaştır. Konuşmanın sonunda ona öğütler veren bir abla veya abi, en sonunda da yanındayım diyerek güven veren bir anne, babadır. Tüm üzüntü veren şeylere inat şaka yapabilen, dağı, taşı, hayvanları, insanları; kısacası hayatı seven, sevdirendir öğretmen. Paylaşandır öğretmen. Saatlerce öğrencileriyle birlikte zaman geçiren, öğrencisine kapısını açan, onu sofrasına alan. Kollayandır, geride kalanın elinden tutup onu arkadaşlarının yanına götüren. Kaygılanandır, okula gelmeyen öğrencisini arayan, bir şey olduğunu zannederek onu merak eden. Okul bahçesinde öğrencisiyle koşan, oynayandır öğretmen. Onunla dans edebilen, birlikte doğum gününü kutlayabilen. Sınıfın en haylaz öğrencisini de en çalışkan öğrencisi kadar sevebilen. Öğrencisinin başarısına, ondan daha çok sevinen, başaramadığında ondan daha çok üzülendir. Çünkü o bir eğitimcidir ve hayat yalnızca derslerden ibaret değildir. Başöğretmenimiz der ki; “ Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.”
Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün devrim ve ilkeleri doğrultusunda karanlıkları aydınlatan, geleceğimizin güvencesi çocuklarımızı yetiştirmek için özveri ve sevgiyle görev yapan değerli öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü Kutlu Olsun…