En çok yazanlar, çizenler, sonra camilerde yapılan konuşmalarda veya daha çok kendini dindar sanan kişilerin kendi aralarında yapılan konuşmalarda... Yine cami önlerinde oturan, kendi aralarında sohbet eden hacı amcaların konuşmalarında geçen konuşmalardan “İnsanlık kalmadı, insanlık bitti” sözleri... “İnsanlık bitti” diyorlar da, kimse suça ortak olmak istemiyor her eylemde olduğu gibi...

Doğru insanlık kalmadı da, bu insanlıktan neyi kast ediyoruz biliyor muyuz? Kaçımızda var bu sorunun cevabı? Aslında benim de çok sık kullandığım sözlerden “Ey insanlar, ey Müslümanlar, ey kent ahalisi, insanlık kalmadı” gibi sözler ediyorum çoğu zaman ben de...

Kim bilir çoğumuz bir çıkmazın içindeyiz, hayata dair, insanlığa dair ne istediğini bilmeyen...

Aslında Allah’ı unuttuk, Allah’tan vazgeçtik çoğumuz, bakmayın cuma günleri camilerin dolduğuna...

Kaçımız itiraz ediyoruz kendimiz dışında başkalarına yapılan haksızlığa ve kentlerin talan edilmesine, ormanların, denizlerin talan edilmesine, kamu malının çar çur edilmesine kaç kişi itiraz ediyor en azından bu kentte…

Muradım birilerini suçlamak değil, ama ey insanlar, ey Müslümanlar ve başkaları, insanlık diye tarif edilen, anlam kazanan değerlerimiz bir bir yok ediliyor ve bu yok edilişin farkında olanların konuştuklarını da inkar etmiyorum...

Sadece soruyorum bunun için ne yapıyoruz, bir şeyler yapmamız gerekmez mi diye sorularım duymak isteyenlere... 

İnsanlığı tarif etmemiz gerekirse veya bir anlam yüklemiz...

İnsanlığı, insanı sonra merhameti benzer hasletleri ayakta tutmaktır insanlık, başkalarının izzetini, şerefini kendi izzeti şerefi gibi aziz bilmektir...

Bir kuşun kanadını kırık görse derin üzülmek, onun için bir şey yapmaktır. Bir yetimin yüzünü güldürmek, bir yoksulu sofrasında bulundurmaktır... Mahallesinde yaşayan yaşlıları, kimsesizleri, sahipsizleri sahiplenmektir gücü yettiğince...

Önce merhametli olmayı seçmektir, merhametin Allah’ın büyük bir ihsanı olduğunu bilmektir...

Mehmet taşımayan yürekte dinin barınamayacağını anlamaktır önce... Bir ağacın kurumasına razı olmayacak bir gönül sahibi olmaktır ve su dökmektir ağaç fidanlarına...

Kuşlara yem atmaktır, kimsenin kınamasına bakmadan sokakta kedilerin karnını doyurmaktır...

Evet biliyoruz... İslam diye bir derdi olmayanların en çok İslam’dan söz ettikleri bir zamandayız... Yalancıların öne geçme yarışı içinde oldukları ve kendilerine itibar sağlamaya çalıştıkları...

Neyse son söz olsun...

İnsan olmak kendi için ne istiyorsa başka insanlar için de isteyen bir gönle sahip olmaktır... Akşamları sofrasına oturduğu zaman acaba “Sofrasını kuramayanlar var mıdır” diye bir düşünceye sahip olmak da insan olmaya dâhildir...

İyilikler diliyorum efendim. Bu kadar anlatabildim. Ötesini siz kendiniz anlayın diyeceğim izninizle...