Yemin olsun, boşuna ah demedim şeyhim... Yüreğim acıyor, zira bizimkiler yalan söylemeye, bizleri insanları kandırmaya devam ediyorlar... Hatta ilk defa söyler gibi yapıyorlar kimi zaman, aynı yalanı daha önce söyledikleri halde...
Gidelim desek gidecek yer yok, kalalım desek acımız karanlığımız büyüyor, umudumuz azalıyor, ama onların umurunda değil şeyhim...
Onlar muhteşem hayatlarını yaşama devam ediyorlar, muhteşem arabalara binmeye kendilerince muhteşem törenler ve kendilerini kutsamaya devam ediyorlar...
Arada sırada ortaya çıkıp halinize şükür edin diyorlar, şehir ahalisine...
Bize inanın diyorlar, yarınlar güzel olacak diyenler var aralarında, ama bizim yani milletin yani halkın yarınları hiç iyi olmadı ki, şeyhim!
Ne dersin inanmaya devam edelim mi onlara?
Biraz daha az daha sabır edin diyenler, sofranıza koyduklarınızı azaltın diyenler, saçma saçma hikâyeler anlatanlar, masallarına inanmamızı istiyorlar...
Ama anladık bütün masallar yalan şeyhim, hiçbir hikâyeni içinde insan yok sevda yok aşk yok...
Nasıl oluyorsa bu arkadaşların hepsi birbirine benziyorlar, çoğu aynı marka arabaya biniyor, aynı markadan giyiniyorlar ve hepsi muhteşem evlerde oturmayı tercih ediyorlar... Arada sırada birbirinin ayağına çelme takar gibi yapsalar da, asla vazgeçmiyorlar birbirlerini sahiplenmekten...
Onlar utanmıyor, ama onların yerine biz utanıyoruz şeyhim, hadi bize yanlış yapıyorsunuz, de, neden siz utanıyorsunuz onların yerine de şeyhim...
Kimisi kendi İsa sanıyor, kimisi Musa, kimisi Nuh... Biz diyorlar, sizleri biz kurtarırız diyorlar her biri, ama görünen o ki sadece kendileri için uğraş veriyorlar, kendi çocukları kendi yakınları için gayretleri...
Bunu açık açık hissettiriyorlar açık açık açık insanın gözüne sokuyorlar...
Ve insanımız şeyhim insanımız da birbirini sevmez oldu, kimse kimsenin rüyasına girmez oldu, tutmaz oldu insan insanın elini...
Sence bu nedir şeyhim, sakın kıyamet falan yakın deme, çünkü kıyamete hiç hazır değiliz şeyhim...
Mesela camiler şeyhim, camiler eski camiler değil, camilerin ruhunu bile aşındırdık şeyhim camiler Allah için toplanma yerleri olmaktan çıktı... İmam arkadaşların havalarından yanlarına varılmıyor, hiçbir şey bilmedikleri halde her şeyi biliyorum havalarında hemen hemen hepsi...
Sahi biz nereler gidelim, kimleri dinleyelim kimlere güvenelim şeyhim şimdilerde?
Denizler kirlendi, ırmaklar kirlendi ve kuşlar ölmek de, balıklar zehirlenmek de ve beyaz adamlar dağları parsellemek de durmadan...
Yani şeyhim, efendiler beyaz adamlar dağlar taşlar ormanlar yalnız bize ait demeye devam etmek de...
Sence ne yapmamız gerek şeyhim?