Bakmayın karamsar şeyler yazdığıma, kim bilir belki güzel şeyler yazarız bir gün, biz yazmasak da yazacaklar çıkar gelir... Güzel sözler ederler insanlık üstüne yaşama dair şehrin ötesinden gelirler de...

Biliyorum insanı mutsuz edecek sözler ediyorum, bazılarının canını sıkacak, kim bilir belki bu benim çaresizliğim benim hayatı ülkeyi ve şehrin okuma şeklim... Rahman ile aram sanıldığı kadar bozuk değil, ama umudum tükeniyor kimi rezillikleri görünce, beyaz adamların şımarık hallerin deli oluyorum, elimde değil...

Tamam, ben umutsuz sözler ettim kabulde, Allah tan umut kesilmez diye bir deyim vardır, kimi zaman bende dedim, Allahtan umut kesilmez...

Ama çoğunuz biliyorsunuz şimdilerde her şey fason üretim, kimlerin ürettiği kimlerin elinin değdiği belli değil...

Mesela fason üretim sevgililer günü babalar günü, ne kadar gün varsa yani...

Kadınlar günü bir fason gün, o günü kutlayanların pek çoğu samimi değil ve hokkabaz çoğu... Her gün üç beş kadının öldüğü öldürüldüğü bir ülkede, kadınların aşağılandığı ciddiye alınmadığı bir ülkede kadınlar günü kutlamak fena bir aldatmaca...

Hatta bu konularda konuşan bildiri yayınlar gibi yapan kadın derneklerinin de samimiyeti sorgulanmalı bence...

Başkalarının dayatmalarını kendimizin sanıyoruz...

Çok acı bir durum...

Ekmeğimizi bile başkalarının talebine göre yapar olduk...

Düşüncelerimiz...

Elbiselerimiz...

Evlerimiz...

Kitaplarımız

Şiirlerimiz

Aşk yerine kullanılan ne varsa, kötülerin ürettiği sözler... Çoğumuzun kullandığı dil, yazdığı söz, okuduğu kitap fason...

Oysa koskoca bir tarihimiz vardı bizim, tarihimizden uzaklaştık, tepelerden ovalardan derelerden vazgeçtik, neden geçmişsek... Topraklarımızı takas ettik beton yığınlarıyla ve bunun kötü bir takas olduğunu kimse söylemedi bize...

En acısı Rahmanı unuttuk, yani ey insan kardeşlerim çok vurgun yedik, ama söylemediler bunun vurgun olduğunu... Bizde sormadık başımıza gelenler neden diye... Yürek burkan acılar yaşanan, el ele vermekten birbirimizi kaldırmaktan başka çare yok...

Neyse...

Belki yine saçmaladım, belki dönüp dolaşıp aynı sözleri ettim... Belki benim kendimin ihtiyacı var yeni umut dolu sözler duymaya...

Elimde değil kalbim kırık dünyanın zalimliğine, kadınların acısına çocukların sürgün yemesine kalbim kırık...

Hepsi bu deyip susayım...