Seçimler yapıldı kazananlar sevindi, kaybedenler kahır dolu günler yaşıyorlar… Ve bizler ey insanlar ey kent ahalisi ey yoksullar fakirler, bizler kaldığımız yerden yaşama direnmeye ekmek peşinde koşmaya, ey aydınlık ey özgürlük neredesin demeye devam edeceğiz, bizim için bir şey değişmeyecek çünkü…
Kimselerin hele peşinde koştuğun kazansın dediğin partinin bile umurunda olmayacaksın sen, aslında onların derdi sen değildin, kendileri içindi bütün koşuşturma, saflığına yüreğinin temizliğine ver, çok heder etme kendini…
Sana umutsuzluk yüklemiyorum, gerçeği bilmek boş boş umut peşinde koşmaktan iyidir diye düşünüyorum…
Yine birileri çok varsıl olmaya servetine servet katmaya yeni evler yeni villalar edinmeye devam edecek, sevgilisine pahalı bir araba aldığından söz edecek, birileri daha yoksul daha aç daha çaresiz olmaya…
Birileri terli gömleğini kurutmamaya çalışacak rüzgâr da, birileri Belediye Başkanının villasını gördün mü çok muhteşem adam işini biliyor gibi sözler edecek bir başkasına.
Cuma günü hatip yine Ömer/in adaletinden söz edecek diyecektim, etmedikleri akıma düştü, artık Ömer den Onun adaletinde söz etmiyorlar, sanırım bundan sonra etmeyecekler, edemeyecekler…
Ama devam edecek sokaklarda kadınlar sırtından bıçaklanarak öldürülmeye…
Günaydın diyecek bir bankacı zengin bir beyaz adama günaydın nasılsınız bugün yemeğe çıkalım mı demeye devam edecek her sabah…
Ah benim insan kardeşim!
Ah benim Müslüman kardeşim!
Ve ey kent ahalisi!
Kandık kandırıldık diyeceğim kızacaksın, âmâ biz yoksullar fakirler beş parasızlar hep kandırılanlardan olduk ve çoğumuzu mutlu etti kanmak… Hani elmanın yarısı olsun başkalarınındı halkındı… Demek ki yalanmış her şey halk adına söylenen…
Sen üstü açılan çocuklarının üstünü kendin örtmeyi ibadet bilmeye iman bilmeyen insanlık bilmeye devam et… Unutma yenidünya daha zalim daha acımazız olacak senin için çocukların için…
Hele bir de illa helal yemekten söz ediyorsan işin zor senin, hepimizin işi zor…
Bir elinle diğer elinden tut, tut ki daha çok üzülmeyesin…