Ülkemizi idare edenleri, şehirleri idare edenleri, “kimlerse bunlar” onları kast ediyorum, yani bizim çocuklarımızın yarınları adına, hatta kaderimizin nasıl şekilleneceği adına ahkâm kesen, nutuk adan efendilerden söz ediyorum...
Ve seni şahit tutuyorum ey halkım, ey aynı havayı soluduğumuz, çoğunuzla aynı yoksulluğu, derdi, acıyı paylaştığımız insan kardeşlerim...
Bilerek Müslüman kardeşlerim demiyorum. Zira sizlerle konuşmak, dertleşmek çok zor hale geldi. Herkes yeni din anlayışları inşa etti ve içinde asla Allah’ın olmayan, en azından ben böyle düşünmeye başlayalı çok oldu...
Mesela şimdi ey halkım, başımızdaki efendilere, “Asla adil değilsiniz, adil olmak gibi bir derdiniz yok, ülkenin nimetlerini kendi çıkarlarınız için, kendi çocuklarınızın geleceği için çarçur ediyorsunuz” desem, sizce yanlış sözler mi etmiş olurum?
Allah için söyleyin, ülkemizde gerçekten adalet var mı, adil ve hakça bir paylaşım var mı ülke insanları arasında, sizin baktığınız yerden...
Hangi partiye yakınlık duyduğunuzu, hangi lidere hayranlık duyduğunuzu “birkaç saniye unutun” ve söyleyin gerçekten adil hakça bir paylaşım var mı ülkemizde ve yarın olur mu?
Ve desem yine ülkede yoksullar, fakirler sadece seçim dönemlerinde insan sayılıyor başka zamanlarda yüzlerine bile bakılmaz desem gereksiz bir söz mü olur?
En çok adalete, adil hakça bir paylaşıma ihtiyacı var ülkenin, şehirlerin, insanların...
Başka hiçbir şeyi adil yapamıyorsunuz bari sevgiyi adil yapın. İnsanlara karşı ey yöneticiler, siyasetçiler, sevgide bari adil olun diye bas bas bağırasım geliyor da, bağıramıyor insan...
Evet, hiçbiri doğru söylemiyor, öyle bir dertleri de yok... Hiçbirinin hak hakikat umurunda değil... Umurlarında değil marketlerin fakirler için yangın oluşu ve bunları dillendirince ajitasyon yapıyoruz onlara göre...
Çünkü merhamet eksikliği vicdan yoksunluğu kaplamış içlerini dışlarını…
Varsa yoksa kendi çıkarları kendi güçleri, hatta kendi çocuklarının, oğullarının, kızlarının gelecekleri, istikballeri, bunun böyle olduğunu sende biliyorsun aslında ey insan kardeşim...
Ama susuyorsun, katlanıyorsun, yapacak bir şey yok diyorsun, haklısın da... Çünkü arkadaşlara karşı gerçekten yapacak yok, yapmayın, etmeyin insanlara bu kadar yalan söylemeyin, insanları incitmeyin bile dedirtmiyorlar...
Ülkenin Cumhurbaşkanı, on bin lira emekli maaşı alan insanlar için yapacak bir şey yok, şükür tavsiye ediyor insanlar o sözü bile alkışlıyorlar...
Ey gece, sona er artık, bunaldık karanlıktan, yorulduk yaralarımızı saklamaktan...