Bakın şimdi karşınıza geçip diyorum ki… Kardeşler diyorum kardeşler çok yoruldum yersiz yurtsuz biri oldum… Kimsesiz bütün iyiliklere muhtaç olan birisi falan işte…
Yoruldum yalan masallar anlatan siyasetçileri dinlemekten, yalan haber yazan gazetelerden haramzade yazarlardan…
Durmadan kendilerini kutsayan insanı sevmeyen, hele yoksulları hiç sevmeyen işleri güçleri güçlüleri övmek olan, onların sofrasına oturmaktan keyif alan yazarlardan…
Tanrının mirasçısı gibi hava atan sağa sola…
Sokaklarda yalnızca varsıllara selam veren din anlatıcılarından çok yoruldum desem…
Allaha’ a inanmadığı halde inanmış numarası yapanlardan, akşam olunca sofrasında kırk tabak yemek bulunduranların halk şöyle halk böyle deyip durmalarından, çok yoruldum desem mesela…
Şehri soyanların dağları ormanları talan edenlerin toprağın ırzına geçenlerin milliyetçi muhafazakâr ve hatta dindar numarası yapmalarından da…
Sarı maskeli insanlardan, iki kelime edemeyenlerin kendilerini kentin bilgesi gibi takdim edenlerden, yoruldum kardeşler desem…
Ben bu makamı hak ettim mi diye sorgulama yapmamadan kent ahalisine efendilik taslayan kimi sözde müdürlerden…
Bunlardan her yerde var, Ülkemizin her yerinde her kurumunda olduğu gibi bu kentin her kurumunda da var…
Hiç bir edebiyat dergisinde adı geçmeyen kültür müdürleri, hiçbir makale yazma yeteneği olmayan tiyatro sanat müdürleri…
Desem ki kardeşler, desem ki ey kent ahalisi… Yoruldum birikmiş acılarımı taşımaktan uğradığım haksızlıkları taşımaktan ve uydurma konuşmalarından bazı yetkililerin…
Hak nerede hakikat nerede insanlık nerede kaldı demekten yoruldum…
Gencecik kadınların öldürülmesinden acı çekmelerini görmekten, akşama ne pişireyim diyen annelerin hüznünü görmekten yoruldum…
Evine ekmek götüremediği için utancını sokaklara döken babaların kırgınlıklarını seyretmekten yoruldum desem, bana bir sözünüz olur mu?
İçinde yalan olmayan için de riya olmayan kardeşçe bir söz…
Aydınlık bir söz…
Yaşama sevinci verecek, umutlanacak…