Çoğumuzun dilinde bu söz "Merhametten maraz doğar" deyip duranların sayısı aramızda çok fazla... Merhamet sahibi olmayan din sahibi olmaz oysa...

Zalimler ve onların yol arkadaşları, neler söylettiler bize, neler der olduk öyle bir birimize "söylenen sözün ucunun" nereye varacağını, nereye dokunacağını, kimleri inciteceğini, kimlerin canını acıtacağını, kimleri üzeceğini bilmeden...
Ne demek "Merhametten maraz doğar" demek?
Ahalisinin çoğunun Müslüman olan bir ülkede "nasıl dolaşır durur" bu söz, kim söyler, kim söylenmesini yayılmasını ister?
Neden ve niçin merhamet edenlerden olmayalım biz?
Bize hep merhametli olmalı insan denmedi mi, Müslüman bir kişi her daim ve herkese karşı merhametli olmalı diye öğretilmedi mi?
Kuşlara karıncalara çok merhamet eden bir Peygamberin ümmeti, nasıl eder o sözü, merhametten maraz doğar diye?
İnsana uygun olmayan, Müslüman vasfı olmayan, bu sözler kimden miras kaldı bize? Hayatları birer merhamet pınarı olan ecdadımız, dedelerimiz, ninelerimiz, neden böyle sözler etsinler? 
Ettiklerine inana var mı?

Şöyle otuz kırk sene geriye gidin, sokakları merhamet kokan köylerin çocukları değil miyiz çoğumuz? 
Gözleri merhamet yüklü annelerin, elleri merhamet bereketi olan babaların çocukları... Sahi ne oldu da bu hale geldik biz böyle?
Şimdi sahip olunan bu düşünce şekli onlara yapılan bühtan olmaz mı? Köy odalarında, sonra evlerinde "misafirsiz yemek yemeyen" inancın sahipleri, neden böyle kirli ve karanlık sözler bıraksınlar bize?
Yoksa bizim kalbimizi ruhumuzu, vicdanımızı boşaltmak isteyen, bizleri kendilerine benzetmek isteyen Emperyalistlerin önümüze bıraktıkları bir zehir olmasın bu söz ve benzer sözler? 
İnsanı insan yanlarımızı azaltan, ışığımızı söndüren...
Öyle bile olsa, neden düşünmez insan, Müslüman neden düşünmez "bu sözün" bize, bu topraklara, bu toprağın insanına ait olmadığını?
Ve ancak zalimlerin söyleyebileceğini...
Çok kıydık kendimize, bir birimize, kardeşlerimize yakınlarımıza, sonra insanlara yolda kalmışlara, çaresiz kalmışlara ihtiyaç sahiplerine, bize muhtaç hale düşmüşlere çok kıydık...
Gönlümüz katılaştı...
Yüzümüz katılaştı...
Kalbimiz katılaştı... Ve acımaz olduk bir birimize, yakınlarımıza dost bildiklerimize, yoksullara, yetim çocuklara...

Göğün altında insan olmak, insan kalmak çok zor günümüz de...