Bakmayın öylesine dedim izin verin diye, doğruları dillendirmek için kimseden izin alacak değiliz. Çok şükür kimsele minnet borcumuz da yok... Beyaz adamların ve de siyasilerin sofrasına oturmayı en baştan reddettik...
Zaman zaman söyledik. Bir daha tekrar edelim, beyaz adamlarla dost olmanın, siyasetçilerin sofrasına oturmanın bir bedeli vardır. Günü gelince o bedeli sizden tahsil ederler...
Bakın ülkemizde bu bedeli ödeyen ödemek zorunda olan, ödeme korkusu yaşayan onlarca, hatta yüzlerce yazar gazeteci var. Azıcık utanması olanlar zor günler yaşıyorlar. Utanması olmayanlar rezil bir yüzsüzlük sergiliyorlar...
Sadece büyük şehirlerde değil, küçük şehirlerde de bunların varlığı hep söylenir. Çokları beyaz adamların, siyaset insanlarının ve güç sahiplerinin gölgesine sığınmayı bir nimet sanan...
Ama sorarsan hatta sormadan hayır derler. Hayır öyle bir şey yok derler ama şehir ahalisinin yarısı bilir kimilerinin kimlere nasıl ödeme yaptırdıklarını, en azından yemek faturası falan...
Sokağa çıkmadığımız bir yerlere gitmediğimiz, birileriyle birlikte olmadığımız halde böyle bilgiler bir şekilde geliyor...
Yani ey halkım, yalan, yalan bilgi yalan, din yalan, haber yalan, iman her yerde inanın...
Bilerek böyle oradan buradan söz eder gibi yazdım. Bilerek söz ettim kimi kişilerden, kimi gazetecilerden, yazarlardan… Ülkenin, şehirlerin sonra sözün, kalemin, sevginin, aşkın, hatta camilerin dürüst kişilere ihtiyacı var demeye çalıştım, tam beceremesem de...
Konuya giriş yaparsak, evet ülkemizde adil bir paylaşım yok. Bu gidişle de olmayacak, böyle dedim diye moralinizi bozmayın, gerçek bu... Ve hiçbir siyasetçiye öyle yüzde yüz inanıp, sonra hayal kırıklığı yaşamayın. Bunların her biri birbirinin hemen hemen aynısıdır...
Bu ülkede bu işler böyle olmaya gelmiştir. Çünkü sistemin bizatihi kendi bozuk ve yamuktur... Genelde birinci görevleri varsıl adamlara belki kapitalizme hizmet etmektir... Belki bazı zamanlar daha çok soluk alabilmiştir halk ama halkın çoğunun sıkıntısı her zaman vardı, var olmaya devam edecek...
Tekrar edersek, sistem güç, yetki sahiplerini daha güçlü kılmak adına inşa edilmiştir...
Mesela bu zor günlerde bile halk bunca sıkıntı çekerken, çekmek zorunda bırakılırken ülkeyi yönetenler şehri yönetenler bu sıkıntıdan pay alanlar olmamışlardır, hiçbir zaman olmayacaktır...
Yine mesela vali de Cumhurbaşkanı da asla tasarrufa gitmeyecektir…
Hatta camide imam da... Çünkü Allah korkusundan haram, helal endişesinden, hesap günü diye bir günün varlığına inanır olmaktan çoktan vazgeçenler olduk...
Yine de ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN diye bir dua bırakayım buraya...