Aslında gerçek şu ki efendiler, aslında gerçek şu ki baylar, imam arkadaşlar aslında gerçek, aslında gerçek gazeteci arkadaşlar yazar arkadaşlar... Aslında gerçek olan, kimsenin derdi kimseleri ilgilendirmiyor günümüzde... Herkes kendi alanını genişletmek kendi servetini çoğaltmak kendi gücünü arttırmak derdinde...
Gerçek demeyelim benim kendi kanaatim olsun, ama öyle değil mi, kaç yoksul kaç evsiz kaç sokak çocuğu kaç yaşlı adam umurunda kentin efendilerinin?
Beyaz adamların umurunda mı, ev sahiplerinin kiracılarının “evden çık diye” kapılarına dayandığı kiracılarının?
Kimin özellikle varsılların kaçının umurunda ev kiralarının iki üç asgari ücret karşılığına denk geldiği?
Peki, kim söyleyecek bu insanlara maaşının ev kirasına yetmediği vakitlerde iyi bir söz?
Kaç imam, kaç dernekçi kaç cemaatçi dert ediyor bu insanları bilen var mı?
Mesela kaç mahalle muhtarı biliyor mahallesinde kaç ev yangın yeri; bunları demezsek bunları gündeme taşımazsak neyi yazacağız efendiler?
İnsan yığınlarının hakikat diye bir derdi bir arzusu ihtiyacı yok, bunu der bunu bilirim...
Suya düşen yapraklar...
Sokaktaki sefil çocuklar...
70 yaşında sabah işe giden kadınlar... Bakın burası çok önemli hala sabahın beşinde altısında kalkıp bir başka eve, ev temizliğine 70 yaşında 60 yaşında kadınlar var sabah sabah koşturarak yürüyen...
Peki, bu kimin ayıbı, bunun bir hesabı olmayacak mı en azından Allah yanında.
Tekrar dersek evine ekmek götüremediği için utanan babalar yok mu şehirde?
Kalbi ağrı içinde yaşam mücadelesi veren yoksullar yok mu? Bu yaşanan büyük bir yalnızlık değilse nedir baylar?
Yeşilin yeşil, siyahın siyah olması kimilerini ilgilendirmiyor olsa da bizi ilgilendiriyor...
Gücü serveti elinde bulundurmak bir erdem değil, erdem olan insanlara insan muamelesi yapmak, elindekinde ihtiyaç sahiplerinin hakkı olduğunu bilmek, bilmek bunu Allah’ın söylediğini...
Allah hepimize insan olmayı ve insan gibi yaşamayı nasip etsin diye dua ediyorum, kimse üzülmesin...