Söylesem kim dinler…
Kimsenin kimseyi dinlemediği, kimsenin kimseyi duymadığı bir sistem..
Karanlık acımasız adaletsiz ve çok bencil... Sadece beyaz kişilere yarayan, beyaz adam- ları kollayan, yoksullara susun diyen..
Ne aklım kaldı ne fikrim diyeceğim, o zaman yazma diyecekler...
Söyleme o zaman...
Konuşma, konuşunca dinliyorlar sanki sanki umurlarında muhacir gibi yaşayan insanlar kenar mahallelerde...
Söylemesen yazmasan olmuyor, olmuyor beyler yanlış yoldasınız demesen...
Olmuyor sussan, çünkü haksızlık karşısın- da, adaletsizlik karşısında susarsan dilsiz şeytansın diyor İslam..
Yoruluyor insan, ama utanıyor yoruldum demeye...
Gökyüzü yeryüzü yoruyor insanı, kötüler yo- ruyor, siyasetçiler camilerde din anlatanlar yoruyorlar insanı...
Camiler birer ikna yeri haline getirildi fakir- leri susturmak adına...
Ama elemin keyfi yerinde, kimsenin umurun- da değil ev kirasını veremeyen elektrik su parasını ödeyemeyen baba...
Bunları dillendirmek can sıkıcı kimileri için de, ne yapalım duyduklarımızı gördüklerimi- zi hissettiklerimi şahit olduklarımızı söyle- meyelim mi? İnsan bildiklerinden gördükle- rinden şahit olduklarından da sorumlu der, İsa Musa ve Muhammed...
Kulak vermeyelim mi onlara.. Kendi vatanda- şına onlarca kısıtlama koyan, ama yabancı- lara yani turistlere her şey serbet diyen bir zihniyet bir sistem...
Nerdeyse mesela beni bir buçuk yıldır evde otur evden çıkma diyen, ama ne yersin ne içersin nasıl geçinirsin evinin kirası ne oldu diye sormayan...
Sahi bunlardan söz etmek günah mı veya
suç mu? Suç mu şehirlerin kanayan kalbin- den söz etmek? Yapmayın beyler, efendiler yapmayın...
Bu kadar sorumsuz bu kadar vurdumduymaz, ahaliyi bu kadar incitmeyin üzmeyin...
Bu dünyanın birde öbür dünyası var der, inandığımız din...