On yıllardır parti adı anmamaya çalışıyorum. O parti, bu parti demek istemedim ülkenin içinde bulunduğu gidişatı dillendirirken...

Çünkü benim baktığım yerden sistemin çatısı bozuk, eğri, acımasız kimileri için... Mesela yoksulları çok ciddiye almaz sistem. Aslında insanı ciddiye almaz, Tanrı’yı ciddiye almaz...

Sevgiyi, aşkı, insan olmayı çok ciddiye almaz. Onun için hangisi iktidar olsa çok bir şey değişmeyecek diye düşündüm her zaman...

Ama şu an yazının muhatabı belli diye ve onlara soracak sorularımızı sorabilelim diye AK Partili arkadaşlara soruyorum,  zaten başka kimlere soracaktık?

Arkadaşlara dediğime bakmayın, yönetimde olanları parti adına halka bir şey söyleyenleri kast ediyorum, duymak isterlerse...

Mesela ilçe başkanına, yönetimde kimler varsa onlara, mesela kadın kolları başkanı olan hanımefendi kardeşe, gençlik kolları başkanı olan genç arkadaşa...

Önce gözünüz aydın diyelim, bir daha seçimi kazandınız hayırlı uğurlu olsun da mesela merak ettim neydi o gecenin üçüne kadar şehri ayağa kaldırma korna sesleri bağırmak, çağırmak...

Hani denir ya, hastası var, yaşlısı var, cenazesi olan vardır... Hiç aklınıza düştü mü siz o geceyi, o coşkuyu en yüksek yaşarken, evine ekmek götüremeyen bir babanın çocuklarının yüzene bakamadığı için evinin bir odasına saklandığı ve ağladığı...

Evini kirasını ödemek için bir gün önce alyansını satan bir annenin acısı aklınıza geldi mi? Sabahında dolmuş parası bulmak için endişelenen bir işçinin ruh halini...

Kızmayın, kızmakla hiçbir yere varamazsınız. Ülkenin gerçekleri bu. Bu gerçekleri bilmek, görmek için beyaz adamların varsıl kadınların arasından biraz uzaklaşın da görün ahalinin çoğunun neler çektiğini diyorum. Üstelik kardeşçe sözlerim...

Çünkü sünnettir bazı hatırlatmalar, sanırım bunu böyle olduğunu bileniniz vardır içiniz de diye düşünüyorum...

En başta Cumhurbaşkanı’mız konuşmuştu. İçinizden kimi adamlar kimi kadınlar söylemişti kazanan ülke oldu, ülke insanı oldu diye... O zaman neden yalnızca siz seviniyor, siz çığlık atıyorsunuz sokaklarda gecenin üçüne kadar...

Hani yenen, yenileni aşağılamaz, hor görmezdi diye söylenirdi eskiden. Sahi ne oldu da bu kadar seviniyorsunuz, mesela ne değişecek bu aydan sonra...

Her eve ekmek girecek mi mesela veya her kiracı evinin kirasını ödeyebilecek mi içi acımadan...

Her haneye huzur girecek mi, her baba akşamları sevinerek evine gidebilecek mi? Çocuklarını huzur içinde kucaklayabilecek mi her akşam?

Mesela asgari ücretle çalışan bir vatandaşımız kirasını hesapsız kitapsız ödeyebilecek mi bundan sonra...

Ya da bir emekli nasıl geçinecek ve gerçekten evi olmayan, aldığı paranın kirasına bile yetmeyen kaç emekli oturuyor bu kentte bilginiz var mı desem bana öfkelenir misiniz?

Veya şehrin yoksullarına, hatta kuşlarına “çok umutlanmayın” hiçbir şey değişmeyecek çok umutlanmayın desem ne dersiniz...

Sahi ne değişti? Ne değişecek sayın başkan?

Siz söyleyin hanımefendi yarından sonra ne değişecek?

Ve sen söyle genç arkadaş, yarından sonra ne değişecek yoksulların, emeklilerin, asgari ücretlilerin çocuklarının hayatında...

Biliyorum ciddiye almayacaksınız her bir sorumu ama bu bir hak söz bırakmaktır kentin sokaklarına, bunu bari bilin...