Dünyanın derdini yüklenip, yüklenip acı çeken kadınların acısın, evlerine ekmek götüremeyen babaların çaresizliğini, yazmak kolay değil... Kolay deyip uyuyarak sabahlar kentin bir yerlerinde kimi evlerde çocukların acı çektiklerini hüzün içinde yaşadıklarını...

Yine biliyorum bizim mahalleden öteki mahalleden kimilerinin canını sıktığını bu yazıların...

Hayatında ekmeğini bir kere bile birisiyle paylaşmayan ahkâm kesikleri bir zaman, kimisi siyasetçi kimisi din adına konuşan kimisi yazan çizenler...

Biliyorum sen aklını kaçırmışsın diyecek kimileri... Belki sen de, öyle diyeceksin aklını kaçırmış bu adam diyeceksin yanında kim varsa... Belki birlikte çay içtiğin bir arkadaşa, belki sevgiden söz ettiğin bir kadına...

İyi ki kaçırdım diyorum bende... Sağlıklı bir akılla yaşanır mı böyle bir düzende, ne adalet var ne saygı var, ne merhamet yüreklerde... Sokak haberlerini dinleyince senin de aklından geçmiyor mu böyle şeyler...

İnsan bu kadar çürümemeli değimliydi sence de?

Kim ne derse desin, demeye söylemeye devam edelim... Adalet ve hak duygusunu öldürdüler insanlar... Kendi çıkarlarına göre adaletten söz ediyorlar

Hak duygusu da öyle... Haksızların haklı olduğu güç sahiplerinin haklı bulunduğu bir zaman şimdi ve asla iyiye alamet değil bu gidiş...

Sadece benim söylediğim doğru diyen insanların çokluğu korkutuyor beni, ülke adına şehirlerin geleceği adına insanlığın geleceği adına ben korkuyorum, sen korkmuyorsan ben ne yapayım?

Sadece bizim söylediklerimiz hak diyen arkadaşlar ile dolu sokaklar... Anlattıkları dine kendilerinin uymadığı din anlatıcıları, bir yoksulun kapısına uğramayan...

Üzülerek diyorum...

Yemin olsun üzülerek diyorum...

Allah'ın dinine ait hiç bir şey kalmadı elimizde...

Ve Hazreti Muhammed'in bize anlattığı din bu değil...

Öyle saçma bahaneler ile kılıf bulmaya çalışmak dine ihanettir... Belki dağlarda bir kaç çobanın, belki bir kaç yaşlı kadının yüreğinde kalmıştır...

Hani nasip diye bir şey var ya, insan olmak bir nasip meselesi diye inanmaya başladım, Müslüman olmak da öyle... Bazıları mülk Allah’ın diyorlar konuşurken, ama yaşarken mülk benim diye diye yaşıyorlar...

Neyse...

Kadınlara merhameti olmayan, canlılara merhameti olmayan/kuşlara kedilere falan işte...

Çocuklara...

Dağlara ormanlara suya toprağa merhameti olmayan, yoksula mazluma merhameti olmayan kişilerin sayıları hızla çoğalmakta... Yoksa sizde “bize ne bunlardan?” diyenlerden mi oldunuz?

Allah diyorum/Allah her kesin ne yaptığını görüyor, biliyor

Kalbinden ne geçtiğin...

İnansak da inanmasak da, hesap günün varlığından söz eder bütün kutsal kitaplar...

Ve denir ki orada her şeyin hesabı sorulacak...

Bunları bir daha bir daha hatırlatmak için biraz aklını kaçırması gerek insanın...

Bende öyle yapıyorum...

Çok kızmayın, olur mu?