Geçtiğimiz ay birbirinden büyük öneme sahip olaylara şahit olduk. Henüz tüm bu haberleri ve yeni bilgileri sindirememişken Kasım ayında yeni olaylara şahit olmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz ay, kendi rızası dışında yaşamına son verilen 48 kadın var. Tüm bu sayılar içerisinde 23 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Neredeyse her gün bir kadın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti.
Bu kadınlar kendi hayatlarına son vermedi veya vermek istemedi. Kimler onları hayattan kopardı biliyor musunuz? Evli olduğu eşleri, eski sevgilileri, eski eşleri, akrabaları veya tanıdığı diğer insanlar. Her iki kadından birisi kendi evinde hayatını kaybetti. Çoğunlukla ateşli silah veya kesici alet ile öldürülen bu kadınların failleri hala aramızda dolaşıyor.
Daha iki gün öncesinde İran’da Ahoo Daryai başörtüsünü uygun bir şekilde takmadığı gerekçesiyle İran hükümetine bağlı misiller tarafından tacize uğradı. Ahoo Daryai zorunlu örtünme ve kıyafet dayatmasını protesto etmek için soyundu. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Rejim sözcüleri Ahoo Daryai’nin ruh sağlığı bozuk olduğu gerekçesiyle ruh sağlığı hastanesine götürüldüğü söyleniyor. Sorunun bedeli kadına ödettiriliyor.
Öldürülen, yaşamdan koparılan her kadın; şiddete ve istismara uğrayan her kadın; kendi mücadelesini sürdüren her kadın tüm kadınlar kadar sağlıklıdır. Eşitlik herkes içindir. Sadece kadınların özgürlüğünü değil her canlının eşitliğini ve özgürlüğünü savunmak ve bunun için mücadele etmek gerekir. Ancak kadınlar sadece kadın oldukları için öldürülmesinin meşru kılındığı her yönetim şeklinin tam karşısında olmak gerekiyor. Bu sadece belli bir ülke veya yönetim sorunu değildir. Bu bir cins kıyımıdır.
Evinde öldürülen, sokakta öldürülen, kamusal alanda öldürülen veya seyahat ettiği yerde öldürülen kadınların ne için öldürüldüğüne odaklanıyoruz. Kadınlar kendi istekleri dışında öldürüldüklerinde nedenin bir önemi kalmıyor. Hiçbir neden, kadınların öldürülmesini haklı çıkarmamalıdır. Çıkarmayacaktır da. Çünkü gerekçe davranışı haklı kılmaz. Ancak ne haklı kılıyor görüyor musunuz? Yasaların bir yaptırımının olmayışı.
Öldürülen kadınlar mezarlarından çıkıp konuşma şansları olsaydı neler anlatırdı hiç düşündünüz mü? Bugün takım elbiseleri ile mahkemelerde boy gösterip ceza indiriminden faydalanan her bir birey veya bu yönde alınan her bir karar başka bir kadının ölüm fermanının yazılmasının dışında bir anlama gelmiyor.
Dünya Mars’a gitmeye, sürücüsüz araçlara, robotlara odaklanmışken; bizler de bitmek bilmeyen siyasi gündeme yoğunlaşmışken kadınlar neden önemli olsun ki! Tam da bu nedenle kadınların öldürülmesi önemli. Yönetimin, hükümetin veya bakanlıkların koruyamadığı her bir kadın; milyonlarca diğer kadının hayatını etkiliyor. 6284’ün uygulanmadığı her geçen gün yok yere hayatlar son buluyor. Tüm bunların karşısında seyirci gibi kalmamamız gereken zamanları yaşıyoruz. Ne dersiniz?