Günlük hayatımızda bir işe başlamak için zaman zaman yeterli gücü kendimizde bulamadığımız anlar olabilmektedir. Bu evi temizlemek, yemek yapmak, kitap okumak, film izlemek veya arkadaşlarımızla görüşmek gibi bir durum olabilirken tamamen işimizin gereklilikleri arasında yer alan sorumluluklarımız da olabilir.
Bir başlasam bitireceğim ama bir türlü o işin başına geçemiyorum dediğimiz anlar aslında motivasyonumuzu yeterince sağlayamadığımız anlar olabilir. Bu zamanlarda genellikle erteleriz. Yarın yapayım, şu saatte başlayayım gibi kurduğumuz cümleler kurabileceğimiz gibi kendimizi bir anda buzdolabının karşısında anlamsız bir şekilde beklerken de bulabiliriz. Peki motivasyonumuzu tekrar kazanabilmek veya bir işe başlayabilmek için ne yapmamız gerekiyor?
Genellikle insanlar başkalarının uyguladığı yöntemleri uygulama eğilimi gösterir. Ancak her yöntem bizim yaşamımıza uygun olmayabilir. Yapacağımız işi bizden daha önce yapan kişilerin izlediği yollar tek bir tane değildir. O nedenle bu farklı yollardan hangisinin bize uygun olduğunu bulmak da bir yöntem olabilir.
Öncelikli olarak içsel güdülerin mi yoksa dışsal etkilerin mi motivasyonumuzu sağladığını öğrenmemiz gerekiyor. Yani tabiri caizse kendi kendimizi mi gaza getiriyoruz yoksa başkalarının söyledikleri mi bizi gaza getiriyor diye bakmak gerekiyor. İlk başta bunu belirledikten sonra işe koyulmak daha kolay olacaktır.
Kendi motivasyon sağlayıcımızın özelliğini belirledikten sonra belki de en önemlisi yapacağımız işin bizim için ne anlam ifade ettiğine bakmamız gerekiyor. Bizim için anlamlı olmayan ve sadece zorunluluktan yapacağımız işleri genellikle son dakikaya erteleyebiliriz. En son güne sıkıştırılmış bir yol izleyerek o işi tamamlayabiliriz.
Motivasyon kavramı genel olarak çok popüler bir kavram. Sosyal medyada bile motivasyon sağlamanın beş adımı gibi öneriler ile karşılaşmak mümkün. Ancak tüm bu içeriklerin atladığı nokta aslında bizim yapacağımız iş ile ilgili temel bir bağlantı kuramıyor olması. Bizlerin motivasyonumuzu nasıl sağlayabileceğimize ilişkin çok genel önerilerde bulunuyor olmasıdır. Buradaki temel nokta biz kendimizi ne kadar tanıyoruz sorusuna verilecek cevaplardır. Eğer bizler kendimizi tanımıyorsak başkalarının çizeceği çerçevede ilerlerken kendimiz olmaktan çıkmaya başlarız. Nitekim bu başkalarının hayatını tekrar etmek olacaktır.
Motivasyon gibi çoğu konuda tüm sorumluluk bireye yüklenmiş gibi görünüyor olsa da aslında her konu bizim kendimizi ne kadar tanıdığımızla ilgilidir. Yapacağım iş benim için anlamlı mı, bunu tamamlayabilmek için ne kadar süreye ihtiyacım var, nasıl bir yol izleyebilirim, bana en uygun yöntem hangisidir gibi sorular sorarak aslında kafamızda bir yol haritası çıkarabiliriz. Böyle bakıldığında yapılacak işler gözümüze basit görünebilir ve işe başlamamızı kolaylaştırabilir. Ne dersiniz?