Yıllar önce Otomatik Portakal filmini izlediğimde "neden bu filmin kitabını yasaklamışlar ki o kadar da ağır değil" demiştim. Ta ki kitabı okuyana kadar ... film Kubrickdokunuşuyla beyaz perdeye mükemmel ve farklı bir tarzda yansıtılmış tabi ama kitaptaki o sadistlik tam olarak aktarılamamış bence. (Filme de bayıldım gömmek için demiyorum asla.)
Neyse sadece kitaptan bahsedecek olursak; gerçekten bazı sayfalarını okurken olaylar kafamda betimlendiği için midem kalktı ve Alex'i parçalamak ağzını yüzünü dağıtmak istedim. Alex başına ne geliyorsa kesinlikle hakediyor hatta az bile yaptılar....
Ama kitaptaki verilen önermeye gelecek olursak gerçekten muhteşem işlenmişti. Bu dünyada ne kadar iyilik varsa bir o kadar da kötülük olması gerekiyor ve nasıl bazı insanlar için saf ve iyi niyetli olmak seçim değilse kötü ve haset kalpli olmak da bir seçim değil. Bu bir karakter ve insanın içinden gelen bir olgu. Belki yaş ilerledikçe insanın bakış açısı, davranışları ve kararları değişebilir ama içindeki asıl karakterin hiçbir zaman değişmeyeceğini düşünüyorum. Değişen karakter değil bu karakteri yansıtma stilidir.
Otomatik Portakal kitabında da bu konu mükemmel kalitede bir hikayeleşmeyle yansıtılmış. Öncesinde filmini izlememe rağmen akıcı ve merak uyandırıcı bir kitaptı.
Dipnot olarak yazarın son 1 yıl ömrü kaldığını öğrenip sırf karısı fakir kalmasın diye 1 yılda 5 kitap yazması ve ardından ölmeyeceğini öğrenmesi... bazen o yumurtanın hareket etmesi gerekiyor demek ki...