Ah be gökyüzlüm!
Gittin yine dillere düştük, kapıyı vuran yok, yol arkadaşı sandıklarım bile bir gittiler, malsız mülksüz birinden hiçbir şey olmaz fer gibi gittiler...
Adını hiç duymadığım adamlar arkamdan sözler ediyorlar, benim bir dağlı olduğumu söyleyenler, çoğu koca göbekli, hırsız çoğu talancı yalancı...
Durup durup gülüyorlar kentin kadınları, neden gülüyorlarsa... Ama ben onlara inat iççi kızları seviyorum yürekten, ölümüne denir ya ölümüne...
Çünkü onların ellerinde bereket gözlerinde aydınlık yüklü her zaman benim için...
Gideceksen uzaklara gitme diye yalvarılacak sevgililer...
Eskiden “senin Allah korkun yok mu?” denirdi kötülere ve kalbi kirlenmişlere...
Üzgünüm çoğumuz Allah korkusunu unuttuk, unuttuk Allah için sevmeyi Allah için vermeyi, Allah için dost olmayı...
Para para bir daha para... Tamam, para gereklide ya insanlığımız, insanlığımız yok oluyor bir bir, neden bunu kendine dert edinmez oldu insan...
Neden,neden böyle merhamet iyilik yoksulu kaldı insan, neden gidip oturmaz birinin yanına,neden sormaz nasılsın benim yapacağım bir şey var mı diye bir insana bir yakınına bir komşusuna...
Ve camilerde neden söylemez bu eylem ve davranışların insanlık davranışı olduğu Müslüman ahlakı olduğu diye soracağım da,duymak istemeyecekler duyması gerekenler...
Gece yarısı oldu yine...
Kimi arasam ki, kime selam ne yapıyorsun desem, beni duyacak dinleyecek kaç kişi kaç dost var çevrem de?
Mesela ben geceleri uyuyamıyorum diyebilir miyim kentin Belediye Başkanına veya Müftüsüne, ya da Kaymakamına...
Ciddiye alırlar mı, yoksa şu deliyi uzaklaştırın mı derler korumalara zabıtalara?
Sahi neden yoksulların hiç değeri yok bu sistemde? İçinizden yanlış düşünüyorsun, yoksullar da varsıllar gibi hatırlı kişiler gibi servet sahipleri gibi itibar görüyorlar karşılanıyorlar diyebilir misiniz?
Eylül deyip durdun...
Bak geldi işte Eylül geldi, garipler mazlumlar işsiz insanların daha çok daralacakları daha çok sıkıntı çekecekleri günler geliyor... Peki, kimin umurunda olacak, kim üzülecek elektrik parasını kirası ödeyemeyen insanlara, tenceresi kaynamayan annelere?
Bütün bunlar bir gerçekken, insanların çoğu çaresizlik içinde iken, insan olarak bunları dert edinmek varken “Bana ne” Mehmet Şahin’in Alanya ya Belediye Başkanı olma sevdasında olması...
Neden, ama neden hep varsıl insanları kutsar şehir ahalisi acep... Ve neden onların peşinde koşar kimi kalem sahipleri, yani gazeteciler şunlar bunlar?
Gökyüzlüm! Deli adamın tekiyim ben,ve ne zaman böyle şeyler aklıma düşünce yüreğim terliyor yağmur gibi...