Nedense sizlerle paylaşmak istedim yaşadıklarımı aklımdan geçenleri, insan paylaştıkça daha çok güzel şeyler düşünüyor... Mesela benim çok ilgimi çekmedi her şeyin güzel olduğunu, güzel olacağını söyleyenlerin nasihatleri,  çoğu zaman rüya gibi sözler etseler de...

Bazen her yerde bir işe yaramıyor güzel söz etmek, belki söyleyenin çıkarına oluyor hepsi bu... Acaba yine yalan mı söyleyecek diye düşünceler kapılıyor insan haksız da değil...

Zira yalanın en çok söylendiği zamanlar... Yalanın olmadığı girmediği bir kurum yok gibi değil, yok... İnsanların çoğu en çok yalan söylüyorlar günlük hayatlarında, sizce de öyle değil mi?

Siyasette sağda solda ve din anlatanların doğruluktan söz edenlerin çoğunun dilinde yalan...

Yalan söylüyor sağcısı solcusu ülkenin...

Asla yapmayacakları sözleri verenler bir yere gelebilmek bir makama çıkabilmek adına...

Siz de biliyorsunuz aslında ben de iş olsun diye gündeme taşıyorum aslında...

Bazıları kabul etmese de “iddia ediyorum” ülkenin en coşkulu güzel sözler eden, sözleri şiirlerle taçlandıran en maharetli kişisi Ülkenin Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan...

Kabul edelim çok maharetli bir hatip kendisi...

Ekonominin sorumlusu benim ben derken de, bunların aklı basmaz ben ekonomistim derken de, ekonomi dibe vurduğu zaman da, iyi şeyler olduğu zaman da, emeklilere “siz bu parayla geçinin denip 12 500 lira emekli maaşı verilirken de” hep alkışlandı ve alkışlanmaya devam ediyor...

Nas var bu can bu bedende olduğu müddetçe faizi indireceğim derken de, faizin yükseltilmesi için gayret gösterilirken de hep alkışlandı, çünkü güzel sözler arasına sarıp sarmalamayı çok iyi beceriyor yoksulluğu yolsuzluğu açlığı...

Ve dini her yere taşımayı...

 Ve sonunda gelinen yerde 4 milyon hane halkı sosyal yardımlarla ayakta durmaya çalışırken de, alkışlanan kişi kendisi...

Hem çok şanslı hem bu konularda büyük maharet sahibi Allah var...

Neyse neden buradan girdim ki, işte bu da benim beceriksiz yanlarım hoş görün, olumsuz sözler edip hevesimi kırmayın, gelmişim 75 yaşına yarına çıkıp çıkmayacağımı bilmiyorum, katlanın yahu...

Bende sevineyim mutlu olayım insanlık ölmemiş diye... Sonra kimi kimin yazdıklarını okursanız okuyun, mesela...

Mesela şu kişiyi okuyabilirsiniz diye bir yazar söyleyecektim vazgeçtim, siz bilirsiniz kentin en entelektüel yazarını, genelde beyaz adamlarla düşüp kalkan, varsılların sofrasında bulunmayı yazarlık sanan, barlara takılmayı modernlik sanan...

Ey haberci ben seni hep tedirgin bekledim, ya gelmezse diye... Hani bazen gelirim deyip de gelmiyorlar ya...

Sözünde durmayanları bu çağı ben inşa ettim, riyakârlar yalancılar bankacılar tefeciler emek verdi en çok, en çok bizim çıkarcı olmaktan vazgeçmeyen beyaz Müslümanların katkısı var...

Gelirim deyip de gelmeyenler ile dolu sokaklar veya o gelmeyenleri bekleyenler ile...

Aşkı sevdayı ciddiye almayanlarla/canları cehenneme...

Uzaktan hep bir güvercin parlaması idi gözlerin...

Ya yollarda vurulursa dedim beklerken... Ellerini başımın altına koyup yattım ne olur ne olmaz diye...

Sonra kar renginde öpücükler koydum dudaklarına, ya bir daha gelmezse...

Şehrin ara sokaklarında çocuklara anlattım durdum, yemin ederim kedilerle bile seni konuştum, mehdi bekler gibi bekledim seni...

Çıkar gelir bir haber getirir, üç gün sonra bahar gelecek evlerde şenlik olacak ve doyacak bütün çocuklar...

Daha neler neler yaptım...

Hüma kuşu türküsünü söyledim sabahları...

Sen bilirsin...