Geçtiğimiz günlerde yapılan açıklamayla sahipsiz hayvanlarının yerinin sokaklar değil de barınaklar olduğu bizlere yeniden hatırlatılmaya çalışıldı. Bu açıklamaya yönelik eleştiriler sosyal medyada gün be gün yankı uyandırmaya başladı. Sokak hayvanlarının yaşam alanlarına dahi müdahale edilmeye başlanıldı. Hiçbir şeyden haberi olmayan ve sokaklarda yaşamını sürdüren hayvanlar bir gün yapılan açıklamayla birlikte çeşitli illerde bir bir toplanmaya başlanıldı. Sokak hayvanlarının yaşam yerine, yaşam şekline bir anda müdahale edilmeye başlandı. Oysa ki bizler barınakların geçici bakımevleri olması gerektiğini biliyoruz. Belediyeler; sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların toplatılması, kısırlaştırılması, aşılanması, gerekli tıbbi bakımlarının yapılması ve işaretlenmesi, alındığı ortama geri bırakılması, sahiplendirilenlerin kayıt altına alınmasıyla ilgili hususlarda gerekli tedbirleri alan kurumdur. Bu süreçleri geçici bakımevi dediğimiz barınaklarda gerçekleştirir.
Bu açıdan baktığımızda sokak hayvanlarının yeri kontrol altına alınmaya çalışılan barınaklar değildir. Nitekim bu konuda adımlar atabiliyor ve kararlar alınabiliyorsa neden bu yetki başka şekilde kullanılmıyor? Bu yetki barınak koşullarını iyileştirmek adına kullanılabilir. Çünkü biliyoruz ki her ilimizde barınak bulunmuyor ve her barınak yeterince korunaklı olmuyor. Çoğu hayvanın aç kaldığı, olumsuz koşullar içerisinde yaşamaya ve hayatta kalmaya çalışmaktadır. Bir başka konu ise sokakta yaşayan hayvanlara zarar veren, evlerini yıkan, yemek kaplarını ortadan kaldıran veya onları zehirlemeye çalışan insanlara herhangi bir yaptırım uygulanmamaktadır. Ayrıca sokak hayvanlarına destek olmak isteyen ve onları her gün besleyen gönüllü insanların yaptığı evler yıkılmaktadır. Elbette bunları yıkanlara da herhangi bir yaptırım uygulanmamaktadır. Bu ülkede hayvana işkence ettiğinizde, ona sokak ortasında vurup kaçtığınızda veya hayvanı öldürüp bunu sosyal medyada yayınladığınızda yine bir cezai yaptırıma maruz kalmamaktasınız. Ancak bir hayvana sevginizi gösterdiğinizde, onu gönüllü olarak beslediğinizde, kışın üşümesin diye ona ev yaptığınızda birçok kişiden şiddet görebilirsiniz. Aklın, mantığın almadığı bir gerçeklik içerisinde öfkenizde boğulabilirsiniz.
Her evde bir evcil hayvan olmayabilir. Her ev buna uygun koşullarda olmayabilir. Ancak kendi doğalarında yaşam mücadelesi veren hayvanlara destek olan binlerce insan var. Sokakta yürürken sevilmek için başını uzatan hayvanlar var. Tüm sokak hayvanları toplandığında bu bir çözüm olmayacaktır. Bu sokakların artık sessiz ve umutsuz olacağı anlamına gelecektir. Artık siz evinize gidene veya otobüsünüze binene kadar size eşlik eden, sizi gördüğünde kuyruğunu sallayarak sevgisini gösteren bir dostunuzun olmayacağı anlamına gelir. Bu durum sevgisini karşılıksız bir şekilde gösteren tüm hayvanlardan öğrendiğimiz şeyleri artık sokaklarda göremeyeceğimiz anlamına gelir. Var olan yetkiyi güzel işlerde kullanmak varken neden bu ısrar? Bütün vatandaşların hani saatte canlı müzik dinleyip, hangi saatte ne yapıp yapamayacağını sınırlamak yetmiyor da sıra şimdi sokak hayvanlarına mı geldi? Bir sonraki aşamayı tahmin etmeyi uzun süre önce bıraktık. Ama her konuda olduğu gibi bu konuda da sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Sokak hayvanları sahipsiz değildir, bir gün her şey düzelecek ve biz bunu sokaklarda hep birlikte kutlayacağız.