Son bir aydır her gün sosyal medyada gördüğümüz bir kampanya var. #yasayıgeriçek etiketi ile insanlar sokak hayvanlarının yaşam hakkını savundular. Çünkü yasa teklifinde belediyelere “kuduz, bulaşıcı hastalık veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan” hayvanların “insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla” öldürülmesi yetkisini veriyordu. Ayrıca bunu uygulamayan belediyelere de çeşitli yaptırımlar uygulanacağı öngörülüyordu.
Düşünsenize sokaktasınız, sizin dilinizi anlayacak kimse yok ve sizden rahatsız olan bir grup insan yok olmanızı istiyor. Bu aklın sınırları içerisinde mantıktan uzaklaşmış bir yaklaşım. Hak savunucusu olan herkes bilir ki sadece kendi hayatını korumak değil, kendi güvenliğini ve yaşam hakkını savunamayan herkes için susmamak gerekir. Tıpkı çocuklar gibi, tıpkı ormanlar gibi, tıpkı diğer yok edilen canlılar gibi, tıpkı kadınlar gibi.
Dönüp gerekçelere baktığımızda ise sokak hayvanlarının insanların yaşamını tehdit ettiğini öne sürmek de yasa teklifini meşrulaştırmanın başka bir yolu gibi duruyor. Çünkü en temelde sokak hayvanlarının bakımı ve güvenliğini sağlaması beklenen belediyelerin, problemi çözmek yerine problemi ortadan kaldırmaya zorlamak sosyal devlet anlayışından da oldukça uzak gibi görünüyor.
İnsanlar hem sokakta eylemler yaptı hem de sosyal medyada farkındalık oluşturmaya çalıştı. Yıllardır çocuk istismarı ve kadın cinayetlerinde gösterilmeyen azimli çabanın sokak hayvanları için haksızca gösterilmesini anlayabilmiş değiliz. Zira gösterilen gerekçe ile sokak hayvanlarının en temel yaşam hakkını ellerinden almak ile sonuçlanacak bir yasa teklifinden bahsediyoruz.
Her ne kadar yasa teklifi şimdilik durdurulmuş olsa da bu tamamen sürecin bittiğini göstermiyor ne yazık ki. Bu ilk değil son da olmayacak elbette. Kendini savunamayan her canlının yanında olmak önem arz ediyor. Gerçi tüm bunların dışında olimpiyatların başlayacak olması daha önemli bir kriter bugünlerde. Kıyafet tasarımı, gün sayma gibi konular daha büyük önem arz ediyor nedense.
Futbol sonrası birlik olma hissiyatını yeniden yaşayabilmek için gün sayıyoruz gibi duruyor. Aynı duyguyu ve yaklaşımı keşke sokak hayvanları için de gösteriyor olsaydık çok daha güzel olmaz mıydı? Sadece kutlanacak şeylerde değil de önlenmesi gereken felaketlerde de yan yana olabiliriz. Eleştirmeden, yargılamadan, sorgulayarak tüm canlıların en temel hakkı olan yaşam hakkını savunduğumuzda ve sonuç aldığımızda dünya daha güzel bir yer olabilir. Ne dersiniz?