‘’Bir sene daha geçti koca bir sene’’ sözleriyle aklımızda yer edinen Bihter karakterinin repliği ile her yıl yaptığımız gibi geçtiğimiz yılda neler yaşadığımıza birlikte bakalım istiyorum.
Zaman ilerledikçe yıllar geçecektir elbette. Ancak zamanın bu kadar hızlı geçtiğini hissettiğimiz noktada yaşadıklarımızı unutma eğilimimiz de her geçen yıl artıyor. Sanki yıllar öncesinde yaşamışız gibi bir duyguyla hatırladığımız olayların 2023 yılında yaşadığımıza bazen şaşırabiliyoruz. 2023 yılı öyle bir yıldı ki sene bitmeden bir şeyler değişir ümidini taşıdığımız ancak yılın yarısında tüm ümitlerimizin boğazımızda bir yumru gibi kalakaldığı bir yıl oldu.
Ocak ayının ilk günlerinde İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı kesinleşti. Yıllardır kadınların mücadelesinin en somut örneği olan bu sözleşmeden çekilme kararı ile tüm kadın cinayetlerinin, şiddetin ne kadar da politik olduğunu bir kez daha deneyimledik.
Asıl politikanın önünde halkın nasıl yok sayılabildiğini ise 6 Şubat depreminde gördük. Binlerce insanın hayatını kaybettiği, 6 ilimizi etkileyen ve çoğu şehri yok eden depremi yaşadık. Günlerce insanlar yardım beklerken politika yapıcıların nasıl izleyici olarak kalakaldıklarını gördük. Göz göre göre ölüme terk edilen ve ölmesi beklenen insanların acısını paylaştık. Devletin sahip çıkamadığı deprem bölgesine halk olarak biz sahip çıkmaya çalıştık. Deprem şubat ayında oldu ve bitti diye düşündüler ve unutturmaya çalıştılar. Yaşadıklarımızı, tanık olduklarımızı asla unutmamayı öğrendik. Deprem şubat ayında oldu evet ama bugün hala daha etkilerini görüyoruz. İnsanların nasıl evsiz kaldığını, bina sahiplerinin avmlerde gezdiğini, suçluların cezalandırılmadığını gördük. Tüm dünya yardım ederken kendi ülkemizin imkanlarının 3 gün nasıl ulaşamadığını, ulaşmak isteyenleri de nasıl engellediğini ve en önemlisi de nasıl içten çürümüş bir yönetim olduğunu görmüş olduk.
Aylarca seçim konuştuk. Mitinglere katıldık. 2 kez oy kullandık. Bu sefer bir şeyler değişir dedik, umut ettik. ‘’Sana söz, yine baharlar gelecek’’ şarkısı ile inancımızı taze tutmaya çalıştık. Ancak ilk seçim sonrası gördük ki partiler ve liderler ülküler ve idealler yerine hep kendi çıkarları ile devam etti. Sonucunda olanı da hepimiz yaşadık. Kendi ülkemizde milyonlarca borca batmış halde, karın tokluğuna bile çalışamayan ve cebinde ekmek parasının hesabını yapan bir ülke olmaya daha da yaklaştık. Yozlaştık. Yozlaştırıldık.
Sadece kötü şeyler mi oldu, hayır. Kadın voleybol takımımız mükemmel bir başarıya imza attı. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu yılda tüm kadınlara ve çocuklara büyük umut sağladılar. Onların başarısı sadece bir kupadan çok daha fazlasını içeriyordu. Kadınlığa dair çıkarımda bulunan tüm zihniyete karşı cevap niteliğinde mükemmel başarılara imza attılar. Adeta tarih yazdılar.
Sadece bu kadar mı diye sorarsanız elbette hayır derim. Gazze’deki savaş hala devam ediyor. Bu sene bitiyor ama ölümler, vahşetler, yıkımlar azalmadan şiddetini arttırarak devam ediyor. Tüm dünya, sadece bir izleyici olarak büyük fillerin peşinden gidiyor. Olan yine insanlara oluyor.
Yeni yıldan sizin beklentileriniz ne olur bilemem ama benim tek dileğim tüm yaşadıklarımızı aklımızda tutarak herkesin hak ettiği gibi, daha adil ve eşit düzende bir hayat dilerim. Gerçekleşir mi bilemeyiz ama olur da gerçekleşirse işte o gün tam bayram olur. Ne dersiniz?