Son bir aydır sürekli olarak bir şeyler olacakmış gibi ama bir türlü de olmuyor gibi duygular yaşıyoruz. Geçtiğimiz yıl seçim süreci ile en çok hissettiğimiz bu duyguyu bu yıl önce voleybol ardından da futbol maçlarında hissettik. Zor günlerden geçerken bir şeylere tutunmak istedik belki de.

Bir olma duygusuna o kadar çok ihtiyacımız var ki, bunu en çok kazanma ihtimallerimizin olduğu anlarda hissedebiliyoruz. Bir yandan olumsuz her şey devam ederken, yaşam daha da zorlaşırken umudu yeniden hissetmek istiyoruz. Her şeyin iyi olacağına, her şeyin düzeleceğine dair bir ihtimalin umudunu hissetmek istiyoruz.

Düşünsenize, gençliğinizde hayalini kurduğunuz yaşlara geliyorsunuz ve görüyorsunuz ki hiç de öyle değil. Ya da hayal ettiğiniz noktalara ulaşabileceğiniz yaştasınız ancak hayalleriniz hayal olarak kalmaya devam etmiş. Hayal ettikleriniz ile yaşadığınız hayat arasında kocaman bir uçurum oluşmuş. Yaşamak giderek zorlaşmış ve en önemlisi umudunuzu kaybetmişsiniz. Çok acı bir tablo değil mi?

Bu tablo ne kadar acı veriyor olsa da milyonlarca insan bunu yaşıyor ülkemizde. Hatta sadece yetişkinler değil, benzer duyguları gençler de yaşıyor. Son dönemde gençlerin kendi hayatlarına son vermesinin oranı giderek yükseliyor. Sessiz sedasız oluyor tüm bunlar belki de biz görmüyoruz ama maalesef gerçekleşiyor.

İnsanların yaşamaya dair umudu kalmıyor. Tek bir hayatınız var ve heves ettiğiniz, hayalini kurduğunuz her şeyden uzaklaşıyorsunuz. Tüm bunlar bir bir boğazınızda kalıyor ve amacınız sadece günü geçirmek oluyor. Yanınızdaki insanların neler yaşadığını bile bilemez hale geliyorsunuz, çevrenize yabancılaşıyorsunuz. 

Bizim birbirimizi gözetmeye ihtiyacımız var. Bu gözetme algoritmaların yahut ideolojinin insanları gözetmesi gibi değil. Yanımızdaki insanların iyi olduğuna dair bir gözetimden bahsediyorum. Umudumuzun azaldığı bu günlerde çevremizden gelecek olumlu bir destek yaşama tutunmamıza yardımcı olabilir. Tanıdığınızı düşündüğünüz insanların hayatında bilmediğiniz savaşlar olabilir. Bunları görmek, fark etmek ve en önemlisi bunu karşınızdakine hissettirmek önemli olan.

Belki de tüm bunlar nedeniyle umuda ve gelecek güzel günlerin inancına dair en ufak bir olay yeniden yan yana olabilmemizi sağlayabiliyor. Bu bir maç, bir bayram, bir zafer gibi bize kendimizi hatırlatacak anlar olabiliyor. Zira böyle anlar da olmasa hayat biraz çekilmez geliyor. Belki de bu nedenle olimpiyatların gününü bekler olduk. Yeniden kazanma, var olma ve olumsuz şeylerin dışında da iyi şeyler oluyor duygusunu yaşamak için. Ne dersiniz?