Haftaya güzel haberler ile başladık. Hangi haberler diye siz sormadan hemen Pazar günü Avrupa Şampiyonu olan Kadın Voleybol Takımımızı hatırlatayım sizlere. Onların başarısı tüm ülkede binlerce insan tarafından kutlandı.
Sevinç çığlıkları sadece saha içerisinde veya salonda değildi. Vargas’ın şampiyonluğu getiren son sayısı ile ekran başındaki izleyenler de coşku içerisinde sevinç yaşadı. İl ve ilçelerde belediyeler tarafından dev ekranlar kuruldu ve ortak bir mutluluk yaşadık. Yıllar öncesinde sadece futbol maçları için bir araya gelen insanlar artık farklı spor dallarına da ilgi göstermeye başlamıştı artık. Bu da gurur verici bir durum aslında.
Peki kadınların bu başarısı neden bu kadar önemli ve neden bu başarıya yine kadınlar daha çok sahip çıkıyor diye hiç düşündünüz mü? Her gün şiddet gören ve sadece kadın olduğu için öldürülen kadınlarımızın sesleri oldular adeta. Çünkü sporcularımız her gün farklı türden zorbalığa ve dışlanmaya maruz kaldı. Ebrar’ın yaşadıklarını ve yakın geçmişte olanlara şöyle bir dönüp bakabilirsiniz isterseniz. Vargas ise sonradan ülke vatandaşlığı aldığı noktada sahip olduğu ayrıcalıklar sorgulandı. Tüm bunlar olurken yıllardır emek veren insanların onca çabası yok sayıldı. Sanki bir anda bugün ortaya çıkmışlar gibi yaklaşıldı.
Geçtiğimiz aylarda Ebrar Karakurt’un sosyal medya üzerinden maruz kaldığı linçlere karşı ‘’Ebrar Karakurt Yalnız Değildir’’ hashtag’i ile insanlar onun yanında olduğunu gösterdi. Belki de en güzeli tüm olumsuz söylemlere rağmen Ebrar’ın sosyal medyanın gücünü mizah ile çok iyi kullanmasıydı. Kurduğu her cümle olay olurken yaklaşımı ile insanları bir kez daha kendine hayran bıraktı. Aldığı her başarı, katkıda bulunduğu her zafer sonrası da sözlerinin ne kadar arkasında olduğunu gösterdi.
Elbette sadece Ebrar ya da Vargas’tan bahsetmiyorum. Takımda yer alan tüm oyuncular ayrı ayrı çok değerli. Gizem Örge’nin büyük zafer sonrası yaptığı konuşmayı hatırlayalım. Babasına seslendiği ve ben de artık buradayım dediği konuşmayı. Hayal edilen hedefe ulaşmanın getirdiği mutluluğu bir kez daha somut bir şekilde görmüş olduk.
Belki de bu zafer tüm kız çocukları için bir kez daha umut oldu. Her şeye rağmen başarı elde etmenin mümkün olabileceğini görüp umut dolmalarına yardımcı oldu. İmkansız gibi görünen, yasaklanan, kız çocukları için uygun değil diyen herkese karşı dik durulabileceğini ve eylemlerimiz ile cevap verebileceğimizi gösterdiler. Kız olduğu için ötekileştirilen ve sporla ilgilenmesi engellenen tüm kız çocuğu sporcuların sesi oldular.
Bu mutluluk ve büyük gurur ötekileştirilen, ayrıştırılan ve tercihi ne olursa olsun dışlanan tüm insanların yalnız olmadığını gösterdi. Ortak sevinçler yaşamayı ne kadar özlemişiz bir kez daha hatırladık. Kaybetmeleri için dua edenlere karşı kendi mücadelesini ortaya koyan tüm takımı tekrar tebrik ediyorum. Bu emeğin ve mücadelenin karşısında duran ve çeşitli söylemlere devam eden herkese de ‘’Boş yapma Abdülhamid diyorum.’’ Böyle daha güzel, ne dersiniz?